1 Kasım 2016 Salı

Zorluklarla yaşamayı öğrenmek .



Bu bir kaçış mıdır , korkaklık mıdır , yanlış mıdır ? Açıkçası bilmiyorum , sorunlarımın üzerine gitmek mi , sorunlarımdan kaçmak mı ? Kaçacaksam nereye kadar kaçmak ? Ne yapmalıyım , söyleyin bana , kaçmalı mıyım , üzerine mi gitmeliyim ?

Üzerine git !

E sorunlar bitmiyor bu hayatta , biri bitiyor öbürü başlıyor .

Sıkıntısız , sorunsuz bir yaşam süren insan var mı bu dünyada ?

Nereye kadar devam edecek bu savaş ? Bir araba kazasında can verirken veyahut 80 yaşında yatalak halimdeyken mi anlayacağım , ne gereği varmış demeyi ?

Şuanda anlayamaz mıyım arkadaşlar ? Kavrayamaz mıyım olayı , yani şöyle bir şey olsa , he tamam desem  ,  hayatın içinde bunlar var , sıkıntılar , üzüntüler bunun yanında mutlulukta var , huzur da var . Hayatın tamamını kabul edebilsem keşke , keşke  tam şuanda anlasam bunu , tamam desem ya , ulan bir tamam desem .

Tamam desem ulan TAMAM DESEM !


Hayatınız nasıl devam ediyor sayın okuyucu ?

Hep ben konuşuyorum , hep ben bir şeyler anlatıyorum . En merak ettiğimde insanların ne düşündükleri , hepsi ayrı bir dünya , hepsi gerçekten ayrı bir dünya .

Şimdi karşımda Cem var .

Arkadaşlar bu Cem benim okuldan tanıdığım bir kişi , kendisi amerikan tarzı giyimleri ve davranışlarıyla sınıfımızda bulunan bir insan . Kendisini dünyanın merkezinde hissediyor , yok yok ne yaptığını , nasıl davrandığını da pek umursamıyor bu arkadaşımız , sadece davranıyor . Şu ne demiş , bu ne demiş bakmıyor . Bakmıyor bakmasına ama pek bir kavgaya meraklı , herkesi devireceğine inanıyor . Ben bu tür insanlardan çekinirim , çünkü bu tür insanlarla otorite kavgasına giremem . Bu tür insanlar benim kafamı karıştırır , e şimdi ne yapacağım derim kendime . Ne yapsam acaba , pasif mi dursam , aktif mi olsam ? Aktif olursam eğer aklımda türlü sorular olur beni rahatsız eden . Pasif olursam eğer kendime yediremem , yine türlü sorular olur rahatsız eden . Umursamazsam eğer , umursadığım için umursayamam .

Umursadığım için umursayamam ! Bu cümlenin içinde neler yatıyor , kim bilir . Neden umursuyorsun be oğlum ? Bak Gaye Hanım da aynı şeyleri söylüyor , herkes tek başına diyor , başkasını umursamak zorunda değilsin diyor . E değilim  Gaye Hanım biliyorum ama bu okulun içinde olmuyor işte okulun içinde kendimi pek rahat hissedemiyorum . O yüzden bu kaçma , bağlanmama isteğim Gaye Hanım anlayamadınız mı hala ? Anlamadınız . O yüzden gitmedim yanınıza , sizi yarım saat beklettiğim için üzgünüm ancak bunu anlayamadan kendimi nasıl size açarım  ?


Geçmişinle yüzleş ! Yüzleş geçmişinle ! Yüzleşiyim beyefendi , ne olacak peki ?  E yüzleşince daha iyi hissedeceksin . Daha mı iyi hissedeceğim ? Daha mı iyi hissedeceğim , beyefendiciğim ben geçmişimle yüzleşiyorum zaten , her an , her zaman .

Ne diyorsun be oğlum sen ya , yine karamsar bakıyorsun , bu müzikler seni böyle yapıyor bak . Şu müzikleri yasaklayacağım sana en sonunda . Dinleme diye söylüyorum sana ama sen tekrar açıyorsun şu müzikleri ve klavyenin karşısına geçiyorsun . Sen beni kandırmaya mı çalışıyorsun yoksa ? Mutsuzum derken bile mutlu musun ? Bu mutsuzluktan haz mı duyuyorsun yoksa sen , anlat bakayım bana .

Anlatayım . .














Devamını Oku »

24 Ekim 2016 Pazartesi

Zaman geçti ve bende yeniden yazıyorum .






MERHABA :) Gerçekten büyük bir merhaba.

Özlemişim yalnız kalmayı , yalnız kalmayı ve düşünmeyi , güzel bir müzik eşliğinde .

Sizlerle görüşmeyeli yaklaşık 1.5 ay oldu .

Hemen yazmayacağım neler olduğunu , biraz duraklayayım .

Düşüneyim biraz , rahatlayayım .




 Yahu , özlemişim be sizi .

Sizlerle konuşunca rahatlıyorum , gerçekten .

Ve önemli olanda , sizin kim olduğunuzun hiçbir önemi yok benim için . Siz var mısınız onu dahi bilmiyorum , ama olsanız da bir önemi yok sanırım :)

Benim sığınağım burası , güvenli limanım . İnsanlara ben burdayım ve düşünüyorum dediğim yer . Yazıya dökülmüş bir düşünce gördüğümde herhalde kendimi yalnız hissetmediğim , ihtimallere inandığım yer .


İNSAN ! İNSAN ! İNSAN !

Ben burdayım , bırakmadım kendimi , rüzgarlara savrulup hayatı es geçmeyi engelledim kendime .

Burdayım lan işte , gitmedim bir yere .



SEVGİ

Sevmemiz lazım

İnsanları sevmemiz lazım

Hayatı sevmemiz lazım

Ağaçları , doğayı , denizi ...

Bir kere o his girdimi içine , bırakmak istemiyorsun çünkü .

Seni alıp götürüyor , sanki bütün mutlulukları , üzüntüleri , sıkıntıları içinde hissetiriyor sana .

O his varya o his .

İşte ben o his için yaşıyorum .

O hissi yakalamak için uğraşıyorum , çabalıyorum .


Sıkıntı çekiyorum , üzülüyorum , mutsuz oluyorum .

Hiç üzülmeyeceksin , mutsuz olmayacaksın diye bir şey yok ki . Her insanın dertleri var bu hayatta.

Bence önemli olan mutsuzluğuda , mutluluğuda gerçekten hissederek yaşamak .

Hayata boş gözlerle bakan insanlar tanıyorum burda , hayata dokunmaya çalışmayan insanlar tanıyorum .

Ama ben öyle olmak istemiyorum .

Dokunmak istiyorum hayata .

O zaman biraz acı mı çekmem gerek acaba ?

Siz cevap verin bu soruya da .

MUTSUZLUK ? HUZURSUZLUK ? ÜZÜNTÜ VE KEDER ?

Nedir bunların içini dolduran , nedensizce mi yaşıyoruz bu duyguları ?

Bu hayatta her şeyin bir nedenin olduğuna inanıyorum .

Ve her nedenin ise bir sonucu doğuracağına .




Human Film , tavsiye ediyorum . 















Devamını Oku »

14 Eylül 2016 Çarşamba

Klişe hareket yapan kızlar , kadınlar , bayanlar , hatunlar , zapzuplarrr



Klişelik üzerine uzmanlaşmış hanımlar .

Gülmelerinde , sevinmelerinde , sinirlenmelerinde , konuşmalarında yapmacıklık olan tüm insanlık .

Evet siz , tüm insanlık .

Veyahut sadece odaklandığım bayanlar .

Bu yazı sizin saçma sapan davranışlarınız için .

Evet hanımlar , sizlere sorum budur . Neden yapmacıksınız ? Neden yapmacık davranmaya çalışıyorsunuz ?

Bu sizi daha güzel , daha eğlenceli gösterdiğini mi sanıyorsunuz ?

Bir şarkıyı neden tekrarlıyorsunuz . Şarkıyı tekrar ediyorsunuz tamam da neden şarkıyı tekrar ederken birbirinizin gözlerine bakıp karşınızdakini kontrol ediyorsunuz . Ve ona sanki çok mutluymuş gibi gülücükler atıyorsunuz ?

ihi ihi , hahahah , aaaay çok güzel yaaağ .

Kendi aranızda , hemen bir ortak yön buluyorsunuz . O ortak yönünüz artık ne ise , o bir şehir , nesne , yada kişi olabilir . O ortak yönün konusu açılınca böyle acayip bir şekilde saçmalıyorsunuz , kızlar . İnsanların ortak yönleri olabilir , olabilir yani .

Benim kafam mı güzel yahu ? İçki de içmiyorum halbuki .

Kesin bu tütün kafa yaptı .

Ama arkadaşlar , tam açıklayamamış olabilirim . Yahu beni etkilemiyor ama ne bileyim yahu böyle yapmacıklığı sevmiyorum anasını satayım .

Siz farkında değil misiniz ? Bir yapmacıklık var bunların arasında , bunların arasında da değil . Erkeklere de yapmacık davranıyorlar .

Sanki sen hiç yapmacık değilsin he

Ya bir sus sende , olayı açıklıyorum . Kişiden mi bahsediyorum ?

Lan bu 15 yaş tartışması değil miydi ya .D hahahahhahahah

Dur bir dakika , kızlardan nefret etme yaşlarını atlatmış olmalıyım hahahahahahhah

Seviyorum sizi kızlar , ama bu yönlerinizi düzeltmeden sizlerle uzun bir ilişkiye çıkamam .

Haberiniz olsun ;)




Devamını Oku »

Karamsar olduğum zaman mı yazıyorum ?


Uzun zamandır yazı yazmıyorum .
İçimden gelmiyor , yoksa çok işim olduğundan değil .

Sanırım kendimi pek iyi hissetmediğim zaman yazıyorum . Belki de kendime gereksiz bir blok koyuyorum . Düzenli uğraştığım , yaparken huzurlu hissettiğim bir işin tadına varınca kendime saçma bir sebep bulmuş olabilirim .

???? Neden kendime bir sorun bulmaya çalışıyorum , hiç bir insan mükemmel değil fakat ben en vasat kişi olmaya çalışıyorum sanki . Ulan sorun morun yok ! İnsan yapmak istemediği zaman bir şeyi yapmaz . Bunun nedeni senin saçma sapan kişilik sorunların hakkında olduğunu nereden çıkarıyorsun ? Neden kendinde bir sorun aramaya çalışıyorsun her zaman .

Sıradan bir insan olabilirsin ! Kendini bu şekilde başkalarından mı soyutluyorsun yoksa ?

' Ben özel bir insanım ' demeye mi getiriyorsun olayları ?

Kesin bu anlattıklarımı gören bir kişi ergenlik problemi der .

Ki bence de ergenlik problemi .

Kişilik oturtma yaşları bunlar , kendinin üzerine çok fazla gitme . Yada git , farketmez .

Bu günlerde geçecek bir gün . Bunu sende biliyorsun .

Sıkıntı yaşadığın her durumun geçeceğini söylemiyorum sana . Yanlış anlama beni .

Sıkıntılar da yaşayacaksın , ama bu durum farklı bir şey . Bunlar geçecek , eminim .




Üsküdar meydandayım . Tam oturduğum yerden mihrimah sultan camii nin önündeki büyük ve şatafatlı çeşmeyi görüyorum . Yanımda bir ağaç var , yaprakları yemyeşil . Aralarında güneşin ışıkları süzülüyor . İnsanlar var heryerde ! Hepsi farklı bir dünya  . Hepsinin kendine ait bir dünyası var . Kendi yaşadıkları var . Dünyadan anladıkları , hayata bakışları . Çok şahane bir şey değil mi bu ?

 Ben sadece bir yerden bakıyorum hayata . Yanımda duran ağacın yapraklarına sadece yeşil olarak baktım demin değil mi ? Hayır , onlar öyle bakmıyor , o yapraklara . Kolundan tutuyorum bir bayanın , baksanıza hanımefendi , şu ağaçlara , çiçeklere , hepsinin renkleri ne kadar güzel .

Evet diyor , renkleri çok güzel .

Çiçeğin , yanına gidiyoruz . Otur diyor bana , oturuyorum .

Ve o zaman bana çiçekten ne gördüğünü anlatıyor .

Evet o bir bilim insanı !

Bana çiçeğin , biyolojik yapısını anlatıyor . Neden renkli olduğunu , yapraklarındaki , gövdesindeki damarları gösteriyor ,  işlevlerini anlatıyor .

Banada büyük ihtimalle ,  o gözle bakıyordur :)

Bırakıyorum , kadının kolunu . Sanki bırakmamı istemezmiş gibi bana bakıyor .

Ama hayır diyorum , benim farklı gözlerden bakmam gerek . Seni bırakmam lazım .

Gözlerini yavaşça kapatıyor , bu durumu onayladığını anlıyorum .

Yanağından bir öpücük alıyorum .

Neden alıyorum bilmiyorum .

Galiba o bitkiye baktığı gibi bana bakmasını istemediğim için .

Oradan ayrılıyorum .

Bu sefer deniz kenarına gidiyorum .

---------- Tamamlayamadım ama paylaşmak istiyorum





Devamını Oku »

2 Eylül 2016 Cuma

Tesadüf denen bir şey var mı ?


Bu hayatta tesadüf denen bir şey var mı ?

Şuan çok garip duygular içerisindeyim . Olayları nasıl yazacağımı bilemiyorum . Yazı örgüsününde doğru bir şekilde ilerleyeceğini sanmıyorum .

Ama bunu yazmam lazım .

Dün gece eniştemi dalaman havalimanından abimle birlikte aldık . Çok güzel bir araba yolculuğu yaşadık . Kaputaş plajında durduk . Gökyüzünü izledik , denizin sesini dinledik . Şahaneydi .

Yolda giderken abim ve enişteme palmiye cafede çalışan kızın hoşuma gittiğinden bahsettim . Gülüşünden , samimi olmasından ...

Eniştem ve abim , iyi ki onları tanıyorum .

Saat 4.30 ta beni eve bıraktılar .

Uyudum , 13.30 gibi kalktım . Yürüyüşümü yaptıktan sonra bizimkilerin yanına gittim .

 Canım yeğenimi sevdim . Bizimkilerle sohbet ettim .

O arada eniştemle o kızın hakkında sohbet ettik . Neden onunla tanışmak istediğimi , beni etkileyen taraflarından bahsettim . Beni samimiyetle dinledi .

Kafa adamdır eniştem .

Akşama doğru söz aldım . Palmiye cafeye gidip o kızı görecektik ve  ben o kızla tanışacaktım .

İlk başta enişteme etrafı dolaştırdım . Barlar sokağına gittik , meydanda dolaştık.

Sonra canımız sıkıldı . Kimsenin olmadığı bir yerde gökyüzünü izledik . Şarkı dinledik , bipolar kişiliklerimize seslendik :)

Tam eniştem eline sigarasını almış eliyle gökyüzünü gösterirken abim aradı . Cafe ye geldim neredesiniz diye sordu. Eniştem bana baktı gidelim mi diye sordu .Bende tabii dedim .

Gittik .

Elma nane nargile ve 3 çay söyledik . Çocuk notunu aldı , tam arkasını döndüğü anda o soru geldi .

'' Kız nerede ? ''

Arkadaşlar bu arada söyleyeyim . Biz ailecek bahsedeceğim türden insanlar değiliz . Bazı aileler vardır ki bu tür durumlar onlar için gayet normaldir . Bir kız mı var ? Hemen gider kızla konuşulur  , bir şeyler içmeye davet edilir , sonra olaylar genişler  .

Biz ailecek bu tür bir yapıda olmadığımızdan dolayı , bizim tanışma evrelerimiz çok yavaş sürer . İlk bir bakışılır , o güveni alırsın . Biraz etrafında dolaşırsın , birkaç tanıdığına veya arkadaşına söylersin. '' ya kanka/abi bir kız var , çok hoşlanıyorum ama yanına gidince heyecanlanıyoruum , ne yapayım biraz tavsiye ver '' gibi ' ara gazlar ' istenir . Sonunda da genellikle ( en azından benim için) gider konuşulur .

İşte o evrelerin son kısmını biz cafede o an yaşıyorduk . Benim olayım o an gidip onunla konuşmak olacaktı .

Ki kızın orada olmadığını gördüm . Yoktu !

Günlerden perşembeydi ve bu kız her gün o cafede bulunurken , günün en işlek saatlerinde ve hafta içi bir günde kız yoktu .

Baktım onlara , yok dedim .

Çok takılmadılar . Sonra tekrar geliriz dediler  .

4 saat orada oturduk . Sohbet ettik , batak oynadık . Sonra cafe yetkilisinin 'artık kapatıyoruz' uyarısından sonra cafeden ayrıldık .

Size olayı romantik bir hale getirmek için kız her zaman aklımdaydı , onu hiçbir zaman aklımdan çıkaramadım demeyeceğim . İlk başta biraz üzüldüm . Ama sonra sohbet , muhabbet derken aklımdan uçmuştu .

Neyse kafeden ayrıldıktan sonra bizimkiler dondurma aldılar , ben aç olduğum için dondurma yemedim .

 Dondurmalarını aldıktan sonra eve doğru geçtiler benim yolum farklı olduğundan vedalaştık .

Vedalaştıktan sonra bir dakika kadar ne yapacağımı düşündüm . Düşündüm .

Barlar sokağına girdim , eski havasında değildi . Eskiden tıklım tıklım olan yerde belki 70-80 kişi vardı . Bende sokaktaki havanın yerinde olmadığını gördükten sonra oradan ayrıldım .

Bir 10 dakika kadar yürüdüm . Sonra kafeye vardım . Kafedeki garsona 2 dakika boyunca ne istediğimi anlatmaya çalıştım, en sonunda bana yarım ekmek arası kaşarlı tostu ve çayı getirdi . Yaklaşık 10 dakikada yemeğimi yedim . Oradan lavaboya doğru gittim , 5 dakika sonra çıkarak . Marketten bir chesterfield markalı sigaramı aldım . Marketin yetkilisiyle konuşmamız ve sigarayı vermesi 30 saniye sürdü .

O arada babamın bana verdiği 150 tl nin hepsini nasıl harcadığımı düşündüm . Acaba eniştemle otururken mi düştü diye sordum kendime . Bunun üzerine karar verdim , barlar sokağında biraz etrafa baktıktan sonra eniştemle oturduğum yere gidecektim .

Bu kararı vermek 1 dakika sürdü .

Sola saptım .

Yürüdüm , biraz daha yürüdüm ve yol ayrımına geldim .

Ya sağa sapıp biraz şarkı dinleyecektim . Ya da 5 metre kadar önümde duran sandalyeye oturup kendimi dinleyecektim .

Kendimi dinlemeyi seçtim . Oturdum . Cafe de çalışan kızı düşündüm . Bugün orada olmamasına anlam veremedim . Çünkü saçmaydı .

Sadece önüme doğru donuk bir şekilde bakarken . Birden aklıma ne kadar tutarsız ve özensiz olduğum geldi . Belki de bir kişinin sabahtan akşama kadar çalışıp kazandığı parayı ben düşürmüş olabilirdim .

Ani bir şekilde kalktım .

Aslında daha fazla da oturabilirdim , çünkü kendimi dinlemek ve kendime konuşmak iyi gelmişti .

Neyse kalktım .

5 metre kadar yürüdüm .

Bardan çıkan bir grup gördüm .

Nedenini anlamadığım bir şekilde ilgimi çekti . Onları gözledim , adımlarımı biraz daha hızlandırdım.


Ve bir baktım ki bardan çıkan 1.84 boylarında , kolsuz tshirtle dolaşan bir genç , yanında duran kızın kalçasını elleyip sıkıyor .

Çok ilgilenmedim . Bu tür hareketler , kaş ta çok normaldi .

Biraz daha ilerledim .

Sonra kalçası ellenen kıza bakmak istedim .

Sağa doğru döndüm .

Ve  bir baktım ki benim hoşlandığım kız :)

İlerledim . Duygulanmadım , gözümden yaş bile gelmedi .

Ama aklımdan bir şey geçti .

Çok önemli bir şey . Allahım şimdi gözüm doldu :)

Tesadüf ! Tesadüf denen bir şey var mıydı gerçekten ?

 Benim yürüyüş hızım , tostu yerken yere düşen peçeteyi almam , tuvalete gitmem , o an parayı almaya değilde biraz geziyim oradan sonra giderim demem , o sandalyeye oturmam .

Ve hoşlandığım kızı o şekilde görmem  tesadüf müydü ?

Tesadüf olabilir miydi ?

Eğer o kızla konuşsaydım ve kabul etseydi ?

Bana neler yapabilirdi ? Benim hayatımı nasıl etkilerdi ? Zaten geçmişte yaşadığım , sıkıntılı olduğum bu konu , benim yaralarımı daha fazla deşseydi ?

Benim için neler olurdu ?

3 gün önce tanıştığım , elinde 50 lik rakı ile dolaşan kadın bana söylemişti aslında . Ya :)
Nasıl bir film bu ? Neler dönüyor ?


'' Etrafına bak dedi . Neredesin diye sordu . Neden buraya geldin , nerden çıktı şimdi birkaç delinin yanına oturmak ve onları dinlemek , bunlar sence tesadüf mü diye sordu bana . Hayattaki hiçbir olayın tesadüf olmadığını ve olayların özünü anlamam gerektiğinden bahsetti . ''    http://ayarlarbozuk.blogspot.com.tr/2016/08/farkl-seyler-yasyorum.html

Sanırım anlamaya başladım , çatlak kadın :)



















Devamını Oku »

30 Ağustos 2016 Salı

Farklı şeyler yaşıyorum


Çok farklı şeyler yaşıyorum . Şuana kadar deneyimlemediğim birçok şeyi yaşıyorum

Dayım , benim şu zamanlara kadar pek anlamlandıramadığım biriydi . Benimle derin konularda konuşurdu  . Anlamlı , anlamsız , tekrara düşen şeylerden bahsederdi .  Sesini duyardım ama dinlemezdim .

Bu aralar onun ve kendiminde değiştini hissediyorum .

 Artık anlattıklarını dinliyorum ve çoğu anlamlı geliyor .

Peki kendisi nasıl bir insan ?  Yıllar boyu , aşkın peşinden koşmuş . Sayamadığım kadar sevgilisi olmuş , evlenmiş , evlendiği için kendisinin kısıtlandığını hissetmiş , psikolojisi bozulmuş , kafayı yemiş , alkolik olmuş , ot içmiş , en sonunda kafayı kırmış , Kaş'a taşınmış .

Kaş'taki çoğu insan gibi kafayı kırmış bir insan .

Ama bu kafayı kırmış olan adam bana çok anlamlı şeylerden bahsetti .

Beni farklı kişilerle tanıştırdı .

Farklı kişiler !

Ofise 50 lik rakı ile giren bir kadın ! Kafasında rengarenk bir bez parçası . Voooyn diye girdi içeri , sanki 30 yıllık arkadaşlarmış gibi sarıldı dayıma . Sadece 3 aylık arkadaş olduklarını sonradan öğrendim . Hakikaten bu tür insanlar kafa dengi birini buldukları zaman hemen samimi olabiliyor . Samimi rolü yapmıyorlar ama . Rol yapsalar anlarım .

Kadın içeri girdiği zaman , sadece dayım ile ilgilendi . Benim ve karşı masadaki bayanın yüzüne bile bakmadı . Masadaki bayan , karşıdakinin çatlak olduğunu anlayıp hemen fıydı . Bende biraz oturduktan sonra canım sıkıldı . İnsan konuşmak istiyor , hep sizin muhabbetinizi dinleyecek değilim.

Çıktım bir sigara yaktım . We are the people şarkısını dinleyip o içimdeki gençlik ateşini yelledim .

Yaklaşık 15 dakika sonra tam içeri girecekken onlarında çıktıklarını gördüm . Kapıda karşılaştık ve dayım meydanda oturmaya gelir misin diye sordu . Gelirim dedim .

Yürüdük .

Nereden geliyorsunuz diye sordum , sırf konuşmak olsun diye .

İstanbuldan gelmişler.

Gittik meydana oturduk .

Kadın akşam vakti bikini ile dolaşıyordu , üstünde bir tül ile birlikte . Dayıma ,  buraya oturayım mı ? Altım çok kısa diye sordu . Neden sorduğunu anlamadım . Şaşırdım yani .

Neyse oturdu  , yanınada ben oturdum .

Benim çok sessiz durduğumu görünce , gereksiz bir soru sordu . Bende bu gereksiz sorusuna cevap verdim . Sonra onu incelemeye başladım .

Klasik bir alkol kafasında değildi . Belki genel olarak çok fazla içtiğinden alkol kafası ile normal kafayı harmanlamış olabilirdi .

Gözleri yerinde duramıyor , kolu bir dayıma birde karşısındaki adama gidip geliyordu .

En sonunda sordum , ' siz her zaman böyle misiniz ? '
Güldü . Nasıl yani diye sordu ? İçini dolduracak bir kelime bulamadım . Her zaman mutlu musunuz diye soramazdım çünkü gülmesi mutlu olduğu anlamına gelmiyordu . Ağzı ne kadar yana doğru oynasa da , gözlerinde bir buğunun olduğunu gördüm .

''Yani bu şekilde'' diye cevap verdim .
Genellikle dedi .
Sordum . Mutsuzluktan korktuğunuz için mi bu alkolü içiyorsunuz ?
İlk başta afalladı . Bunlar ne kadar ergence sorular , bende senin yaşında böyleydim diyerek olayı normalize etmeye çalıştı , dayıma bakarak güldü ama dayım ' ne var işte öğrenmeye çalışıyor ' diyerek arkamda durdu . Sağol dayı , haklısın .
Mutsuzken içmem , karaciğere daha fazla zararlı olur dedi . Üstünde durmadım .
Etrafına bak dedi . Neredesin diye sordu . Neden buraya geldin , nerden çıktı şimdi birkaç delinin yanına oturmak ve onları dinlemek , bunlar sence tesadüf mü diye sordu bana . Hayattaki hiçbir olayın tesadüf olmadığını ve olayların özünü anlamam gerektiğinden bahsetti .

Mantıklıydı .

Düşündüm .
 2 saat önce , ofisin önünde oturup güzel kızlarla kesişirken , nereden çıktı şimdi bu deliler diye sordum kendime .

Baktı bana .
Bende gözlerimi onun gözlerine diktim . Sanki ona sahip olmak istermiş gibi baktım gözlerine . Bu benim bir etkileme taktiğim , gözlerimin güzel olduğunu birçok kızdan duyduğum için gözlerimi karşıdakini etkilemek için kullanırım .

Çok umursamadı, zaten bu tür bir şeyden etkilenecek hali de yoktu . Gözünü karşıdaki gitar çalan çocuklara çevirdi .

Geleceği umursamıyorum dedi . Anı yaşıyorum . Alkol etkisinde kalan bir insanın hareketlerini canlandırdı orta ve işaret parmağını arasına sigarasıyla kolunu ani hareketlerle bir orayı bir burayı gösterdi . İşte hayat bunlar dedi , şuan ne hissetiğim , benim hayatım .

Gelecek ve geçmiş işte şuan diye bahsetti .

Birkaç kitap önerisi verdi . 2 dakikada bir , kitaplardan alıntı yapıyordu .

 Kendine çok güveniyorsun  , belkide gittiğin yoldan bu kadar emin olmanın ve sorgulamamanın nedeni budur  dedikten sonra bana sanki bir brahmanmışım gibi baktı . Haklı olabilirsin , bunu bana daha önce kimse söylemedi dedi .

Birkaç duble daha rakı içtiler .

Sonra ayağa kalktık .

Sarıldım ona , teni çok sıcaktı ve bu sıcaklık hoşuma gitti . İçkiden olabilir diye düşündüm . Yada o an düşünmedim ,  tam hatırlayamıyorum .

'' Şunlara baksana ne güzel şarkı söylüyorlar , şurda ağaçlar var bak , şurda sevişen çiftler , şurda buzlu badem satmaya çalışan biri ... İşte benim hayattan anladığım bu . ''






Devamını Oku »

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Tatil yazısının devamı


http://ayarlarbozuk.blogspot.com.tr/2016/08/tatil.html 

Kaldığım yerden devam edeceğim .

 O kalan 1.5 km lik yolu yürüdüm . Aslında tam 1.5 km değilmiş , 1 km civarı . 

Güzel bir plaj , doğal . 

Şezlonglardan birine uzandım . Bir çocuk geldi , abi şezlonglar 5 lira dedi . Bende ceplerimi karıştırdım ama şans o ki yanıma para almamışım . Tamam abi sorun değil dedi ama benim içim rahat etmedi . Gittim çimenlerin oraya yattım . Şarkı dinledim , etrafa baktım . Yaptığım bu yürüyüşün benim için ne kadar yararlı olduğunu düşündüm . Çok yararlı olmuştu . Kendimi dinç hissediyordum ve düşüncelerim pozitifleşmişti . 

Gerekirse güneşin doğuşuyla beraber kalkıp dolaşmak , müzik dinlemek çok güzel geliyor .
Hem de yanınızda anlaşabildiğiniz biri olursa tadından yenmez . 
Benim için en azından . 

2 saat kadar orada takıldıktan sonra merkeze yürüdüm . 
Palmiye Cafe de maç vardı , oraya gittim . Aslında maç için orada değildim . Hoşlandığım kızı görmek için gitmiştim . 

Gördüm . 

Maç bitti . Oradan ayrıldım ve dayımın ofisine gittim . Dayımın ofisine gittiğimde ofisin sahibi ve onun yiğeni ile tanıştım . Beni daha çok yiğeni ilgilendirdiği için , onun hakkında bilgi vereceğim . Kendisi Viyanada uluslarası ticaret hukuku okuyormuş , anladığım kadarıyla zeki biri . Zeki olduğunun kendiside farkında . Farklı bir özgüveni var . Ve çekiciliği . Güzel bir kadındı . 

Üniversite hakkında konu açılınca bana bazı tavsiyelerde bulundu .

Her şeyin üniversite ile kalmadığını , diplomanın sadece belli bir yere kadar eşlik edeceğini , kendimin bu hayatta ' iki ayak üstünde ' durmamın gereğinden bahsetti . İçini siz doldurun artık bunları teker teker yazamayacağım . Gittiğim üniversitedeki tikican çocuklar olacağını ve bunların yaşam tarzlarından bahsetti . 

Kendisi biraz sosyetik bir kadındı ve bu sözleri onun ağzından duymak bana farklı geldi . 

Farklı gelmesinin nedeni , kafamdaki insan tipleri kategorisine zıt gelmesiydi . 

Onun yerini ilk konuşmasında belirlemiştim . 

Daha fazla konuşmasına izin vermemeliydim , kafamı karıştırdı :)






Bu fotoğrafta , tel örgülerden başka bir engel var . O engel keşke konuşarak halledilebilse . 
Devamını Oku »

27 Ağustos 2016 Cumartesi

Tatil



Saat 15.00 gibi uyandım . 15.30 gibi kalktım .
30 dakikalık bölümde ne kadar fazla uyuduğumu düşündüm ,  canım sıkıldı . Evet gerçekten canım sıkıldı.
Saçma bir şekilde kalktıktan sonra gittim elimi yüzümü yıkadım .
Sigara içtim .
Sonra çantamı hazırladım .  Bilgisayarımı ve birkaç kitap koyduktan sonra dışarı çıktım .
Aslında ilk amacım , cafe de tanıştığım kızla konuşmaktı . Ama konuşamadım .
Hakikaten hoşlandığım kızlarla ilk başta konuşmakta neden zorlanıyorum ?
Halbuki geçen akşam bana ilgi gösterdiğini farketmiştim .
Utanıyorum galiba . Yada geçmişe bağlı birtakım korkulardan ötürü . Sanki benim peşimi hiç bırakmayacak , beni rahatsız edecek gibime geliyor .
Kendimi bradd pitt kıvamında gördüğüm için değil . Geçmişte yaşadığım bir olaydan ötürü .
Ama üzerine gitmeliyim sanırım . Üzerine gidince çözülür böyle şeyler . Genelde öyle oluyor yani .

Bu yaşta bu tür konulara eğilim çok fazla oluyor . Şuraya baksana sanki bu konuyu anlatmak için yazıyı yazıyorum . Aklımda bu soru var ama olayım bu değil .

Cafeden ayrıldıktan sonra 5 km yürüdüm . Sonra yolun kenarına bir baktım ki . Parke taşlarını üst üste koymuşlar , güneşi de engelliyor . Tam dinlenmelik yer . Oturdum , biraz etrafa baktım , şarkı dinledim . Sonra  bari bir şeyler yazayım , rahatlarım dedim .

Galiba bir 1,5 km daha yürüyeceğim . Görmek istediğim bir yer var .

Haydi görüşürüz !




Devamını Oku »

26 Ağustos 2016 Cuma

Karşılık beklemeden yapıyorum



Karşılık beklemeden yazıyorum
Karşılık beklemeden seviyorum
Karşılık beklemeden iyilik yapıyorum

' Kardeşim ben yaptığım şeylerden karşılık beklemem , içimden gelir yaparım '


Bu hayatta kendimi bildiğim zamandan beri kaç sene geçmiştir , işte o zamandan beri bu tür şeyler söyleyen insanlara hep soğuk davranmışımdır . Samimi değil çünkü . Hepsi büyük bir yalan .

Çünkü insan bu hayatta karşılık beklemeden bir şey yapmaz, yapamaz !

Şöyle bir soru sorabilirsiniz : Sevgisine karşılık bulamayan kişi , neden hala sevmeye devam eder ?
                              Bkz : Karen horney / çağımızın nevrotik kişiliği / Psikolojik olarak açıklar
                                       Schopenhauer aşka ve kadınlara dair / Fiziksel olarak açıklar

   Cinsel dürtüler , insanın düşünerek değiştirebileceği veya yok edeceği şeyler değildir . Cinsel dürtüleri şöyle açıklıyorum .

 Karşınızda bir engelli var . Doğum yaparken , kordonu boğazına dolanmış ve 5 saniyelik bir olayda beyine oksijen gitmeyerek akli yetilerini kaybetmiş biri var .

Veyahut bebekliğinde havale geçirerek , engelli olmuş biri .

Bu insanların ortak noktası akli dengesini yitirmiş olmaları . Yani siz karşılarına geçip geçen partide neler yaptığınızı açıklamanız , onda hiçbir fikir oluşturmayacaktır .

Siz bir şey anlatırken ,  o kişide fikir oluşturmasını bekleme durumu , sizin kendi cinsel dürtülerinizi değiştirmeye çalışmak kadar saçma olacaktır .

Dolayısıyla sevgisine karşılık bulamayanın hala sevdiğinin peşinden koşmasının nedeni , psikolojik ve fizyolojiktir . Dolayısıyla , siz onu severken bir karşılık beklememeniz , sizin kararınız değildir . Vücudunuzun kararıdır .

Çok mu uzattım arkadaşlar ? Evet kesinlikle çok uzattım .

  Aslında bir tez ve antitez benim yazımı tamamlamaya yeter .

Bu arada sesimi duyan kişi , düşüncelerini benimle paylaşırsan , çok mutlu olurum :)






Devamını Oku »

Olayım olması lazım !



Bir olayımın olması lazım , benim huzurlu olmam için bir olayımın olması lazım .
Bir fikir üzerine çalışmalıyım , projem olmalı . O proje üzerine kafa yormalıyım .

Evet benim reçetemde bunlar yazıyor , ne zaman boş boş otursam mutsuz oluyorum .Bir amaç uğruna çalışmayınca kendimi bu hayatta en gereksiz varlık olarak görüyorum .

Bir hayvan bile dünyanın devamı için çalışıyor . Zincirindeki canlıları yiyerek dünyaya yardımcı oluyor .

Ama ben napıyorum , burda sadece oturuyorum . Boş bir şekilde oturuyorum .

Hakikaten ne işe yarıyorum , şuanda ben ?

Sınav senesinde kendimi mutsuz olarak görüyordum da ,  mutsuz değildim . Sıkıntılıydım sadece .

Aslında sınav senesinin ilk 5 ayında bu dediğim geçerli . O günlerde düşündüğüm ve uğraştığım tek şey sınavda başarılı olmaktı .

O zamanlar belki de beni çok sıkıntıya sokacak şeyler yaşadım . Ama hiçbiri beni fazla etkilemedi . Çünkü bir amacım vardı . Amacım beni hem diri tutuyor . Hem de o tür sıkıntıya sokacak şeyleri düşündürtmüyordu .

E peki geri kalan zamanda neler hissettim ?

İşte o zamanlar kendimi çok fazla dinledim . Neden peki , çünkü kendime boş vakit yarattım . Eskiden işime 9-10 saat vakit ayırırken . Sonradan sadece 2-3 saat çalıştım .

İşte o boş vakitler varya , varyaa ...

Yanlış anlamayın beni , eskiyi sorgulamıyorum . Neler yaşadıysam , oldu bitti artık . Farkındayım . Sadece bir analiz yapmaya çalışıyorum .

Ben hayatımda o boş vakitlere çok dikkat etmeliyim .

Harekette olmadığım anlar beni boşluğa sürüklüyor . Beni mutlu edeceğini düşündüğüm şeyler , beni asıl mutsuz eden şeyler !

Evet , evet . Tamam anladım .





Devamını Oku »

25 Ağustos 2016 Perşembe

Çok seviyorum be !




Sevdiğim şarkıları defalarca dinlerim , çoğuda telefonumdadır . 
Ama bu müziği hiç bir kere telefonuma indirmedim.
Sıradan olmamalısın sen . 
Yerin bende ayrı Israel Kamakawiwo

neden şiir gibi yazıyorum bunu ? 
:D 

                                         










Devamını Oku »

Dün çok sinirliydim



Dün çok sinirliydim .

Neden , kime sinirliydim ?

Bir şey mi yaşadım ? O bahsettiğim insanlardan biri bana kötü mü davrandı ?

Olabilir de olmayabilir de .

Bilinçaltı kötülüklerle dolu . Hele birde mega kentlerden birinde yaşıyorsan .

Bağırmalar , araba gürültüleri , insanların birbirine  kötü davranmaları , sana nedensizce ters davranan dönerci , günaydın dediğinizde yüzünüze boş bir ifadeyle bakan çaycı , gözlüğünüz çok yakışmış dediğinizde size umursamaz bir bakışla bakan kişiler  ...

Halelujah ! Allahım ne kadar güzel bir şarkıdır bu . Seninle neler yaşadık be !

İçimde kötü düşünceler var .

Olmaması da mümkün değil zaten .

Ama yine de üzerlerine pek düşmemeliyim , en azından yazıya dökmemeliyim  :)



Devamını Oku »

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Kibarsın tamam !



Lüks ve pahalı bir ortama mı girdin ??

Bakışların başkalarının masasında pek dolaşmasın.

Yanındaki kişi eğer sevgilinse kolundan sıkıca tut . Onu güvende hissettir .

Donuk bakışların olsun , sanki başkalarının gözü hep sende .

Bir de kibarsın ya , garson her bir şey getirdiğinde , herhangi bir şey yaptığında , işin bokunu çıkar . ' Çook teşekkürler , mersi , ' kelimelerini defalarca tekrarla ,  yüzünde salak bir gülümsemeyle tabiki .

 Demeyi de unuttum , salakça bir muhabbet olsada , bir muhabbet tuttur . Sadece konuş yani . Birde sürekli gülümse ki , insanlar çok eğlendiğini sansınlar .

Bunları yaparsın  ,  bence saçma ama tartışmam gereksiz  . Lakin önemli bir sorum var , sen her türlü ortamda böyle misin ?


 Eğer yemek yediğiniz yada takıldığınız herhangi bir yer lüks değilse  davranışların değişiyor mu ? Egonu tatmin etmek için çalışanları azarlıyor musun ?  Bütün ilgiyi üzerinize çekmek için saçma sapan hareketler yapıyor , insanları rahatsız ediyor musun ?

Eeeeee


Eeeee    si

Diğer kişileri rahatsız ediyorsun .
Neyse bu pek önemli değil , sana büyük ihtimal küfür ederler ve kendileri için konu kapanır .

Ama restorant da çalışan çocuk . İşte o kişinin davranışlarını dolayısıyla karakterini etkiliyorsun  .

 Neden peki  ? Çünkü senin bu gerizekalı davranışlarını bilen  patronlar , çalışanlarını sanki senin kölen gibi davranmaya zorluyor . Ve çalışan kişi bunların hepsini teker teker yapıyor !

Sonu mu ?  Kendisinin istemediği bir şeyi yapmak zorunda kalan kişi , artık sen nasıl bir tipoloji içindeysen  - büyük ihtimalle zenginler kategorisine gireceksin -  o kategorideki herkese kızgınlık duymaya başlıyor . Eğer adam bunun farkında değilse de sonunda  kendisine güveni olmayan , gereksiz çıkışlar yapan bir tip haline geliyor .

Ulan sende amma uzattın ! Ayrılsın işinden .

Ayrılamıyor

Peki neden ?

Çünkü para kazanması lazım .

Küfür etmeyi severim . Ederim de . Ama burada küfür etmenin bir anlamı yok .

Şunu diyorum sadece . Sizden sıkılıyorum ve iğreniyorum .














Devamını Oku »

Mutsuzluk da var .



Mutlu olmak istiyorsun .

Ama mutsuz olmakta var .

Her mutsuz anında o gerizekalı kişisel gelişim kitabını mı açacaksın ?

O gerizekalı yoga hareketlerini , nefes hareketlerini mi yapacaksın ?

Yoksa youtube dan o salak ' kendinizi özgür bırakın ' videolarını mı izleyeceksin ?

Sen bir korkaksın !

Mutsuz olmaktan korkuyorsun , terk edilmekten korkuyorsun , bir sürü şeyden korkuyorsun !

Ama korkmamalıyım diyorsun değil mi ? Gerizekalı herif .

Korkacaksın ulan . Hem de öyle bir korkacaksın ki korkudan altına işeyeceksin .

Mutsuz da olacaksın korkudan  . Depresyona gireceksin . Haplar alacaksın , belki seni deliler hastanesine kaldırırlar .

Bilemiyorum , kaldırabilirler !

Ne oldu ?

Hep mutlu olmak isteyen kişi , sana bok var bu hayatta .

Aslında bok değil hiçbir şey yok !

Şunu aklına sok tamam mı ? Şunları aklına sok !

Kafanda çözemediğin sorular olacak , kafayı yiyeceksin . Pozitif düşüncelere yöneliyim diyip kaçmak yok lan ! Dibine kadar mutsuz olacaksın ! Kendini kandırma salak ! Mutsuz da olacaksın .
Neden sevdiğim beni terk etti diyip mutsuz olacaksın . Peşinden başka birine gitmeyeceksin . Mutsuz olmayı bileceksin . Siktir et şu kişisel gelişim kitaplarını , hiç biri 5 para etmez . İnsanlara ümit aşılayan ama bir boka yaramayan , sadece beynini uyuşturan , seni bir asalak gibi yaşatmaya çalışan şeyler onlar !

Korkaaaak Herif !!!!!!!


Her yerde mutluluk mu arıyorsun ? Çok yanlış yere geldin o zaman . Seni şu köşeye alalım .

Seni orda bir güzel sarsacaklar . Nereye geldiğini şaşıracaksın . Böyle avareler gibi etrafına bakınacak , neyin ne olduğunu , çiçeğin kokusunu ,  ten hissini , huzuru anlayamayacaksın .

Neden biliyor musun ? Çünkü bu hayatta kötü şeylerin olacağını ve bunun üzerine gitmen gerektiğini kabul etmeyecek bir asalak olduğun için .

Dipnot :

Bu antalya kaş daki bütün kafayı kırıp gelmiş  ,  hayatın mutluluğunu ,  o salak kitaplarda , dünyanın bir köşesinde bulunmayı bekleyen bilinçaltını yok eden bitkiye , yada gün doğumunda gelecek olan farklı bir hisse bağlayan  aptallar . Ütopyanızıda alın siktirin gidin buradan ! Sizden nefrette etmiyorum , sadece bu dünyada boşuna yer kaplıyorsunuz .

Son olarak
Küfürlerimi geri alıyorum , onların bende bir yeri var . Sizin gibilere onları harcayacak değilim


Devamını Oku »

Lider olmak


Lider olmak , rol model olmak demekmiş .

Rol model olmak , rol yapmak demekmiş.

Rol yapmak , kendin olmamak demekmiş .

Kendin olmamak , huzursuz olmak demekmiş.

Huzursuz olmak , hayattan zevk alamamak demekmiş .



Demekmiş de miş miş .

Eğer rol yapmak karakteriniz haline geldiyse , bütün mişleri silin .

Gerisini istediğiniz şekilde doldurun .

Kötü bir şey midir rol yapmak ??

Ben tiyatro oynamayı çok severim mesela !

Oynarım sonuna kadar .

Ama sonunda canım sıkılır mı bilemiyorum .

Sonu nereye çıkar ?

Fıstığı kabuksuz  yiyince neden güzel gelmiyor ?

Bir uğraş sonucu olan şeyler iyi veya kötü olsun sonunda mutluluk getirir mi insana ?

Sürrealist misiniz ? Realist mi ? Yoksa dadaizm ci mi ?

Saçmalayarak yazı yazmanın bir mantığı var mıdır ?

Mantık aramıyoruz beyefendi , istediğiniz şekilde saçmalayın .

Aa ciddi misiniz ? Çok sevindirdiniz beni ! Gerçekten çok sevindim .

Yahu beyefendi burası zaten sizin sayfanız istediğiniz şekilde yazabilirsiniz .

Ne bileyim yahu , tanıdıklarım , akrabalarım , eş ,dost  var . Beni yanlış anlamazlar mı ?

Yanlış mı anlarlar ? Neyi mesela ?

Mesela , kendimi akıllı göstermeye çalıştığımı anlarlar ??

Neden bu ikilemdesiniz beyefendi , niye akıllılık veya aptallık arasında kalıyorsunuz ? İnsana neden akıllı veya aptal damgası yapıştırmaya çalışıyorsunuz ? Nedir bunu bu kadar önemli yapan ?

Bilemiyorum . Kendime olan özgüven eksikliği mi diyelim ?

İstediğinizi deyin .

Yok , yok özgüven eksikliği değil . Egonun tavan yapması diyebiliriz buna . Çünkü her türlü durumdan kendime pay çıkarmaya çalışıyorum .

Olabilir . İnsanın egolu olması kötü bir şey midir ?

Yoo , değil bence . Başkasını kırmadığın sürece .

Başkasını kırmak neden önemli sizin için ?

Eee,  bilmiyorum . İnsanlarla aramın bozulmamasını isterim .

Neden ?

Bana zarar verirler diye . Yada yalnız kalırım diye mesela .

Hmm güzel .  Yavaş yavaş açılıyorsunuz .

Sende orospu çocuğunun tekisin biliyorsun değil mi ? Bana bu soruları sordurtan sen ! Eğer kimsen , en adi orospu çocuğusun .

Evet öyleyim .

Neden siktirip gitmiyorsun peki ???

Çünkü 18 yaşındasınız beyefendi . Kendinizi yeni yeni tanımaya başladınız . Ben kimim sorularını kendinize soruyorsunuz .  Bunlar gayet normal .

Ne zaman gideceksin ?

Gideceğim beyefendi  . Biraz zaman geçireyim buralarda , size davranışlarınızın nedenlerini sorgulatayım , nedensiz bir davranış benim için çok kötü bir durumdur .

Nedene bu kadar önem vermenin sebebi nedir ?

Sizden kaynaklı beyefendi . Siz çoğu şeyin nedenini soruyorsunuz , belki bu yüzden sizinle çok uzun zamandır vakit geçiriyorum . Belki sormayı bıraksanız çeker giderim .

Hayır gitmezsin !

Evet gitmem .Yalan söyledim . Belli bir vakite kadar buralardayım . İstediğin soruyu sor . Kendini tanıyacağın vakite kadar yanındayım . O zaman giderim !

Kendimi tanıyacağım vakite kadar ?

Evet kendini tanıyacağın vakite kadar .

E bu çok uzun sürecek !

Biliyorum beyefendi , biliyorum .









Devamını Oku »

Öğrenmem lazım.


İyi seviyede ingilizce öğrenmek , kendimi mutlu edecek şekilde gitar çalmak , iyi bir akademik eğitim hayatı almak , kitap okumak , Peru ' ya gitmek istiyorum .

Ama şuan pek bir şey yapasım yok . O zaman en iyisi şuan bir şey yapmamak  !


Dur , fotoğraf atayım biraz .

Bir de ,  çok fazla insan geldi bloguma . Böyle pek mutlu değilim . Yazılarımın mantığını sorgulamaya başladım , sanki herkesin yazılarımı beğenmesini sağlamaya çalışıyor gibiyim . Ve bu beni yazmaktan soğutuyor .

Tabii insanların yazımı okumasını isterim .

Kesinlikle sıkıntılı bir tipim . Neden sıkılıyorum ki bundan ? Yazılarının okunmasını istemiyor muydun ?

Bi garip zamanlar ...












Devamını Oku »

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Sahip olmak .



İnsanın bir şeye sahip olmak istemesi doğru mu ?

İnsanın eşini sahiplenmesi mesela ?

Evlenenler neden ' eveeet ' ten  sonra karşı cinslerine eskisi gibi bakamıyor ? Eşine , ' Canımm ben farklı kişilerle tanışmak  , vakit geçirmek istiyorum ' diyemiyor ? Sahiplenildiğini düşündüğü için mi?

Yahu , yılın bütün günü beraber , dip dibesiniz , hiç mi sıkılmıyorsunuz ?

Ayda 5-6 gün belki daha fazla farklı yerlerde takılsanız , yalnız kalsanız ,  yeni kişilerle tanışsanız, dünyayı farklı gözlerden görseniz çok güzel olmaz mı ?

Boşansınlar dediğinizi duyar gibiyim . Dikkatle belirtirim ki benim bahsettiğim işte bu ikilem , evlenmek - boşanmak . Demek istiyorum ki ilk başta evlilik kavramının içini düzgün dolduralım ki , boşanmakla uğraşmayalım .

Bu arada , yazımın alanını kısıtladım . Sahip olma isteği , insanın bu dünyadaki en büyük hatalarından birisi . Arabası , evi , karısı , çocuğu vs . daha niceleri . Hepsini kendisinin olduğunu düşünüyor . Bu yüzden kötü bir olay yaşandığında kahroluyor .


Öyle işte .


  Biraz daha aşağı indiğine göre merak ettin . Burası deri imalathanesi , Fas marakeş ' de çektim .

         











Devamını Oku »

21 Ağustos 2016 Pazar

Cinsellik olmasaydı ...




Cinsel hazlarımız elimizden alınsaydı , hayatımız nasıl olurdu ?
Hayatımız değil , dünya nasıl bir hale gelirdi acaba ?
Bir kadının güzel olması yada erkeğin yakışıklı olmasının bir anlamı kalır mıydı?
Gençler o boş olan zamanlarını  ne ile doldururlardı ? Sohbetler neyde kısır döngüde kalırdı ?
Bayağı bir boş zaman kalırdı , tüm insanlık adına . Bunu kabul edelim . İnsanlar sevişmeyecekleri için daha fazla işleriyle uğraşacaklar , ekonomiye katkıları yükselecek, kesinkes bilim ve teknolojide ilerleyecekti  . Kapitalizmin işine mi gelirdi acaba ? Sormak lazım .

Aslında birçok iş kapısıda kapanmış olur , bu da işine gelmezdi  . Yok yok , kapitalizm sevişmeye karşı olamaz . Kesinlikle !

Garip bir dünya olurdu yahu . Neyse daha düşünmeyeceğim .





Devamını Oku »

Üniversiteye başlayacağım



Üniversiteye başlayacağım . Aklımda türlü sorular var , insan farklı bir çevreye gireceği zaman biraz ürper mi ? Bilmiyorum çok ürpermiyorum ama hafif bir ne olacak diye soruyorum kendime , anlaşabileceğim insanlar çıkacak mı ? Akademik olarak başarılı olabilecek miyim ? Üniversite beni kişilik olarak değiştirecek mi ? 

İnsanın ailesi neden kişinin hayatına karışmaya bu kadar meyillidir ? Baba olunca mı anlayacağım acaba . Yani ' iyi insan ' kimdir ? Neye göre iyidir , neye göre kötüdür ? İyi insanı neden birkaç şey üzerine açıklıyorsunuz ? Mesela din olgusu üzerine ? Dinsiz insanlara mesafe koymalı mıyız? Neyse artık düşündüklerimi onlara anlatmak zor olabilir , anlatsamda iyi bir ' feedback ' alacağımı düşünmüyorum :) 

Umuyorum ki güzel geçecek :)  Ya bu çok garip değil mi ? Sürpriz yumurta gibi , önünüzde , görüyorsunuz ama içinden ne çıkacağını bilmiyorsunuz . Beni şimdi ne bekliyor orada acaba ?  Mutlu , huzurlu vakitler bekliyordur umarımm  :))   


Şuraya bir fotoğraf koyalım . Bu arada  , blogumdaki fotoğrafları ben çekiyorum , güzeller mi ?





Devamını Oku »

Yine bir gün birine aşık oldum .




Ne harika bir kadındı ! Gezmeyi seven , macera ruhlu bir kadın ! Hakikaten çevreme bakıyorum da ,  o kadın kesinlikle farklı bir gezegenden gelmiş olmalıydı . 2015 yılı olması lazım , haftamın 2-3 günü kafam gerçekten rahatlar ve hayal kurarım . Kafamda beni rahatsız eden sorular varsa hayallerimi aklıma getirmemeye çalışırım . Sanki onlarda bu rahatsızlıktan etkilenecekler gibime gelirdi .

O sene seyahat bloglarını takip ediyordum ! Ne güzeller yahu !! Birde o kişinin gezerken mutlu olduğunu hissettiğin an :))) Herhalde , ben onlardan daha fazla mutlu olurdum . Neden bilmiyorum :)

Hepsi güzel yazıyorlardı . Belki çoğu mutluydu ama o kadının mutluluğu , cesareti , anlatamam . Ya hakikaten şuan neden yazmaya devan ediyorum ?!  Çok etkilendim , hemen kendisine ( aslında pek hemen değil ) mesaj attım . Neyse mesajım bende kalsın . Ya da kalmasın , ne farkeder . Kalsın . Ne diyorsun oğlum ? Kestiiiik !


'' Sen tanıdığım en şahane kadınsın . Etrafımdaki kadınlara bakıyorum aklım almıyor . Sende farklı bir şey var . Özgürlük ruhu var ! Şu aralar çok düşünüyorum , hayatımı nasıl biriyle devam ettirmek istiyorum diye . Sanki bütün kadınlar o yazarın dediği gibi mutluluğu bilmeyen ve sadece türünün devamını sağlamak için yarışan varlıklarmış gibi geliyordu . Tanıdığım , konuştuğum hiçbir kadın bana gezmek , yeni insanlar tanımaktan bahsetmedi . Ya sen benim aşkım olucaksın. Çünkü sen çok özel bir insansın . Seni seviyorum , kendine güvenini , hayata bakışını ve mutlu olmayı bilişini  '' 

:) Utandım . Hahah :)) Biraz kırptım . Çünkü bazı yerlerinde aşırıııı saçmalamışım . Ya hakikaten çok etkilenmişim  . Biraz genellemede yapmışım ,  hatta baya :) Neyse açıklama yapmayacağım , böyle kalsın. Onun mesajı : 


Selam,
15 yaşımdayken 30’a kadar yaşarım sonar intihar ederim diyordum. Şuan 31 yaşındayım. İnsan hayatı boyunca pek çok evreden geçiyor ve gittikçe mutlu olmayı öğreniyor. Vakit geçtikçe neleri daha çok sevdiğini, sevmediğin şeyleri nasıl hayatından çıkartacağını anlıyorsun. 18 yaş hayatını paylaşacağın kadını aramak için biraz erken değil mi? Düşünmek, hayal etmek güzel tabii. Ben de sık sık hayal kuruyorum. Hayal kurmaktan, yeni insanlar tanımaktan sakın vazgeçme. Belki de onlardan birisi senin ruh eşin olacaktır. 


Yaa  :D Çok üzülmüştüm be ! Hakikaten ne kadar üzülmüştüm .' Hayatına acilen çekidüzen vermelisin ' der gibi gelmişti yazdıkları . Anyway , eğer okuyorsan sana koskocamaaan selamlaar , cesur ve güzel kadın . Belki bende bir gün senin yaptığını yaparım , kim bilir .  






Devamını Oku »

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Müzik ne ifade eder ?





Müzik bence bir hızlandırıcıdır . Yaşadığın an neye göre şekillenirse , açarsın bir müzik ve o anın yaşanılırlığını arttırırsın . Mutsuz musun , aç bir müzik . İyice kederlen , sıkıl , çok mutsuz ol  . Mutlu musun ? O zaman daha çok mutlu ol , aç bir müzik daha mutlu ol .

Peki ne mutlu ne mutsuz musun ?  İşte süper bir an . Kendini istediğin yere doğru yönlendir . Sana kalmış . Mutlu da olabilirsin , mutsuz da .

Belki bana göre böyledir . Müziğin yeri bende ayrı ,  çok fazla etkilenirim müzikten . Mesela şuan nasıl bir haldeyim ? Şuan kendimi Macchi Picchu da hissediyorum .  Oturmuşum bir taşın üzerine , uçsuz bucaksız manzarayı izliyor gibiyim . Ne kadar yeşil ya  !

Andre Rieu tanıyan var mı ? Hem seviyorum hem sevmiyorum . Kemanından iyi ses çıkıyor ama adamda müzik ruhu yok ,  para için çalıyormuş gibi . Haksızlık mı yapıyorum acaba Andre ' ye ? Kemanını çalarken yüzünü çok buruşturuyor halbuki , sevemedim seni Andre .

Mesela Mohsin Namjoo öyle değil  . Adam severek , hissederek söylüyor . Severim Namjoo'yu . Alır götürür adamı . Zaten ben niye Namjoo ile Rieu karşılaştırmasına gittim ki ? Özür dilerim Namjoo ' cum ...

Sagapooo


Devamını Oku »

Hayallerim :)






Güzel hayallerim var yahu . Hayal kurmanın bedeli mi var ?   İstediğim zaman dünyada en mutlu olacağım kişiyi yanıma alıyorum , biraz vakit geçiriyoruz . Çok mu gezmek istiyorum ? Bir tane sürat motoru kiralıyorum , kilometresi 300 e kadar çıkıyor . Tam kaza yapacakken oradan uçup üsküdar'a iniyorum . Bir mısır alıyorum , ya ne kadar güzel şu Üsküdar daki mısırlar . Közlenmiş mısır , mmm . Sonra ilerliyorum , gerçek hayatta konuşmaya cesaret edemeyeceğim bir yabancıyı görüyorum . Dış görünüşü çok güzel . Tanışmak için yanına gidiyorum . Almanyadan erasmus için bilgi üni . ye gelmiş . Beğendin mi diye soruyorum , eh diyor .  Sarışın , mavi gözlü yanaklarında çok fazla et olmadığı için güldüğü zaman yanakları katlanıyor . Ne kadar çok gülmüştü yaa :)) Ama gülüşü çok güzeldi , bana bakarak tekrar gülmesini isterdim . Biraz yürüdük sonra ' I want this , how can i say ' diye sordu . Bende ' şunu istiyorum ' dedim . Baktı , hmm dedi . Tam vapurların oraya geçtik . Bende nereye gidiyorsun diye sordum . Beşiktaşa gidicem dedi , bana sende gelmek ister misin diye sormadığı için yanından ayrıldım . Acaba kültürlerinde mi yok , benimle gel beraber takılalım demek ? hahahaha :D Kesinlikle kültürlerinde yok , kesinliklee :D 

Sevimli biriydi  . Onunla daha fazla vakit geçirmek isterdim . Friel miydi ismi acaba ?  Garip bir ismi vardı .   
Devamını Oku »

Tanıştığım insanlar



Necati Abi , Feridun, Kolu kesik olan beyefendi ve kendileriyle tanışma şerefine nail olduğum diğer güzel insanlar . Hepinizin yeri ayrı bende . Benle konuşacak vakit ayırdığınız için , bana hayatınızın bazı kapılarını açtığınız için , anlattığınız , dinlediğiniz , sustuğunuz için çook teşekkür ederim .

Düşünüyorum,  eğer ben necati abi ile tanışmamış olsaydım ,  yoksulluk kelimesinin içini doldurabilecek miydim ?  Çok dramatiktin necati abi .

Düşünüyorum , Feridun ile tanışmamış olsaydım , bu hayatta eşcinsel birini yakından tanıyabilecek miydim ? Zevklerine mahkum olmuş biriydin , feridun  .

Düşünüyorum , kolu kesik olan beyefendi ile tanışmamış olsaydım , olsaydım .  Çok şey öğrendim ondan buraya birkaç satır yazıp geçmek istemiyorum onu .

-- Üniversite sınavı için üsküdardaki kütüphanede çalışıyordum . Kütüphanenin hemen yanında ise bir kahvehane vardı. Kahveden çayımı alır , masaların birinde kafamı dinlerdim .
--- Kent mi içiyordum ? Marlboro mu ? Bilmiyorum ama galiba kent içiyordum çünkü o zamanlarda kütüphanedeki osman ile tanışmamıştım .
----Kent sigaramı yaktım . Tam yola karşı oturduğum için kimin gelip gelmediğini iyi görüyordum .
-----Baktım ki karşıdan bir kolu olmayan biri geliyor . Üzüldüm ama bir yandanda bende bir sorun olmadığı için mutlu oldum .
------Yanıma geldi oturdu . Biraz bekledi , bu arada ben onu süzdüm . Çünkü geçenlerde bir dilenci ona sigaraya çok para harcadığını söylediğim için bana bağırmıştı . O zamanlar biraz çekingen kaldım . Ulan bana bağıran o dilenci , ne kadar sinirlendirmiştin beni , sebep verememiştim ya o beni daha çok sinirlendiriyordu . Neyse konumuza dönelim .
-------- Geldi ağzıyla sigarayı kutusundan almaya çalıştı . Yardım ettim , sigarayı uzatıp yaktım . Teşekkür etti . Teşekkür etmek benim için büyük bir erdemdir arkadaşlar . Öyle teşekrler değil ama , yüzüne bakıp teşekkür ederim demek  .  Bunu söyleyen insanı farklı bir kefeye koyarım , ona göre konuşurum . Teşekkür ettiğin için teşekkür ederim sayın beyefendi .
--------- Ne oldu diye sordum ? İntihar etmek istedim dedi . 15 saniye kadar sustum , galiba gözüm biraz doldu . Hemen duygulunan bir insan değilim ama intihar etmek istedim demesi beni o an  hüzünlendirdi . Neden dedim ? Baktı bana ve şöyle dedi '' bana değer göstermiyorlardı '' .
----------- Bu bir erkek için çok zor bir durum . Hemde Türkiye gibi bir ülkenin  doğusunda yaşıyorsa.
--------------- Risalei nura başladım dedi .Bana birkaç birşey anlattı ama ben pek dinlemedim . İlgimi çekmedi .
----------------- 30 -40 dakika oturduk . O konuştu , ben dinledim . Sonra ayağa kalktı . Ve bana ' İyi günler beyefendi ' dedi .
-------------------- Sen çok güzel bir insandın . İsmini neden sormadım bilmiyorum , öğrenseydim kesinlikle unutmazdım . Beyefendi :)

Sen nasıl biriydin biliyor musun beyefendi ? Bence masum bir insandın . Aklın çok fazla çalışmadığı için  kötülüklerin pek aklından geçtiğini düşünmüyorum .



Yazmadığım yüzlerce insan , siz beni nasıl gördünüz acaba ? Mutlu muydunuz benle konuşurken yoksa mutlu numarası mı yaptınız ? Acaba benim bir nedenden dolayı konuşmaya çalıştığımı anlayıp,  sıkıntılı zamanınızda geldiysem bile bana hoşgörülü mü davrandınız ?

Karakterler , tipler ve figüranlar...






Devamını Oku »

Değerini unutuyoruz .



Değerli bir fotoğraftı benim için .

Ama ne yazıkki zaman bazı şeyleri farkettirmiyor . Benim küçük abilerimi unutmuşum , hiç ilgi göstermiyormuşum onlara .

Farkettim , hafif üzüldüm . Halbuki onları gördüğüm ilk an onları kendime ne kadar yakın hissetmiştim , sanki hepimiz aynı mücadele içindeymişiz gibi .

Romantizm kokan bir yazı ... Ama şuda gerçektir ki arkadaşlar , zaman , değer verdiğiniz bazı şeyleri size unutturabiliyor . Değeri eksilir diyemem ama gözardı etmeye başlayabiliyorsunuz .

Şu en küçük boylu olan , haydi selametle , kendine iyi bakmışsındır umarım .



Devamını Oku »

19 Ağustos 2016 Cuma

Neden melankolik takılmayı seviyoruz ?


Bu aralar farkettiğime göre bazılarımız melankolik yaşamayı çok seviyor . Hatta çoğumuz diyebilirim.Kendimize sıkıntı yaşatmayı seviyoruz . Bir sorun arıyoruz , mutlu olmak sadece yaşanan bir an bizim için , hayatın geneline yayamıyoruz . Hep bakışlarımız , sözlerimiz puslu . Hep bir kavga halindeyiz kendimizle .  Anadolu yakasının içine girsenize arkadaşlar . Heryerde kızgınlık var birilerine . Hayata karşı bir kızgınlık .  Birine yaklaşıp güzel bir söz söyleseniz bile sanki kendisine küfür edilmiş gibi somurtuyor . Bende etkileniyorum .Hatta hepimiz etkileniyoruz  :) Yaşadığımız çevre bizi etkiliyor . Bazılarımız bunun farkında olarak veya olmayarak bu ortamdan kurtulmak için çevresini değiştiriyor , ' parti house ' lara gitmeyi , gece gündüz parti yapmayı tercih ediyor . Bu onların tercihi saygı duyarım ama ben böyle bir hayatı tercih etmem . Bazılarımız kolay olanı tercih edip eline tesbih , kırık bir kalp yaratıp etrafta gereksiz bir hüzünle dolaşıyor . Kolay olanı diyorum çünkü bu onlara anlamsız bir saygıyı ve gücü getiriyor . Oooof allahım ne kadar kötü ya !! Saçma sapan , anlam veremiyorum . Neden ya neden . Gereksiz saplantıların peşine takılıp kendi hayatımızı dram filmine çeviriyoruz ve bunun adına delikanlılık , adamlık vs. diyoruz ! 

Kime bağırıyorsun ! İnsanlar bunu istediği için mi yapıyor diye düşünüyorsun ? Onlara verilen bu böyle yetiştiriliyorlar , onların yaptığı kolay diyorsun ama sen oturduğun yerden onların hayatlarına şöyle böyle diyorsun . Hayatım onlara göre daha kolay , sen hiç yaşadın mı onların hayatını ? Hiç parasız kaldın mı ? Seni hiç yoktan saydılar mı ? Gereksiz hissetin mi kendini hiç ? Kolaylık deme buna ,  istediğin gibi açıklayabilirsin ama kolay olanı seçiyorlar deme lütfen ! 

Üzüldüğüm için bu şekilde yazıyorum . Beni lütfen yanlış anlamayın , onları suçlamıyorum tabiki . Zaten suçlayamam da . Mutlu olmalarını istiyorum sadece , insanların birbirine gülümsediği , bir söz söylediğin zaman onu kendine laf sokuşturduğunu düşünmeden cevap vermelerini , her türlü konuda konuşarak anlaşabildiğin insanlar olsun istiyorum .  Çok şey istiyorum , birgün gerçekleşmesi ümidiyle ...



 Şuraya bir baksana , bak bak . Denize bakan kısmında atmışsınız arkadaşınızla sandalyenizi . Oturuyorsunuz ve denize bakıyorsunuz . Deniz size tam şu sesi çıkarıyor 



                                     



AÇTIYSAN , SADECE VE SADECE ŞU SESİ DİNLE VE KARŞINDAKİ O MANZARAYI AKLINA GETİR  . E TABİ BİRDE YANINDA MUTLU OLDUĞUN O İNSANI . 

VAAAY BE :))))))


Devamını Oku »

Diyeceklerim Var

Merhaba bu benim blogum burada yazı yazacağım .Şimdi bir blog açıp yazı yazmaya başlamamın nedenini bilmiyorum . Bir macbook um oldu . Starbucks tayım . Üniversiteye yeni başlıyorum . Galiba bunlar bir blog açıp yazmam için büyük nedenler . Yada ben bunlar olmasa da bir şeyler yazardım  . Yada yazmazdım . Aman neyse ya bir şekilde yazıyorum . 

Şu son 1-2 senedir  etrafıma çok fazla odaklanıyorum galiba insanları o dedektif gibi bakan bakışlarla süzmek ve hafif bir gülüş atarak içimdeki o ' ben onlardan farklıyım ' duygusunu kabartıyorum . Pehh ne egolu bir insanım . Kötü bir insan mıyım yoksa ? Bazen iyilik yapıyorum , o iyilikleri acaba gerçekten isteyerek mi yoksa benim hakkımda iyi düşünsünler diye mi yapıyorum ? Evet ya ben başkalarının düşüncelerine çok fazla önemsiyorum . Hatta burda bunları yazarken bunu okuyan beni ' ne yüce bir insan , kendini ne güzel eleştiriyor ' demesi için bile yazıyor olabilirim  .  Ne diyorum ben ya ?!  Bu arada ben 18 yaşındayım   , sabancı üniversitesine başladım ( neden isim verdim ? Neyse kalsın bu havalı duruyo :))  lise zamanları güzel geçti . Lise son sınıf ta okul değiştirdim . Çünkü hem orada bazı canımı sıkacak olaylar olabilirdi ( Anlatırım belki ) . Ve oradaki arkadaşlarımla bütün okul zamanımız muhabbetle geçtiği için son sene ders çalışmam mümkün olmayacaktı . Ve başka bir okula geçtim . Orada çok ders çalıştım ama yalnız kaldığımdan psikolojim hafif sıyırdı . Psikologa gittim . Bu psikologlar ne garip ya , sadece dinliyorlar . Yada beni o kadar fazla dinliyordu . Çünkü çok konuşmakk istiyordumm :))) Psikolojim sıyırdı diyordum en son . Evet sıyırdım ! Çünkü ben kendimi çok fazla sorguladım . Neden peki ? Yalnız kaldım .

Evet yalnızlığı ele alalım . Yalnızlık , yalın kelimesinden gelir . İnsan yalnız olduğu zaman , yalın olmaya adım atmış demektir . Ve o yalın olma süreci bence hiç basit bir süreç değil :) Bazı insanlar bu süreci güzel bir şeymiş gibi göstermeye çalışır . Sosyal medya hesaplarından türlü türlü yazarların , yalnızlık hakkında söylenmiş güzel sözleri olur . Siz pek bilir misiniz bilmem ama onlar bu sözlerin hepsini iyi bilirler . Facebook , twitter vs . yapıştırırlar duvarlarına . Nasılsın diye sorsanız çok mutlu ve huzurludurlar . Hiçbir dertleri yoktur . Ama kendileriyle hesaplaşmayı bir eziklik olduğunu düşündükleri için hiçbir zaman YALNIZIM VE KÖTÜ DURUMDAYIM diyemezler . Çünkü bu söz onları asosyal , sıkıcı ve ezik gösterecektir . Hele ki yaşadığım bu canım ülkemde . Uzun zaman süren yalnızlık bir problemdir arkadaşlar . Eğer çok uzun süre yalnız kalırsanız , kendinizi çok fazla sorgularsınız , başkalarının hatalarını sanki sizin hatanız gibi görürsünüz . Boşluk gibidir yalnızlık . Eğer kabullenmez ve üzerine gitmezseniz , yolun sonu 2 kapılıdır . Biri sizi deli eder . Öbürü ise ' bir ben vardır benden içeri ' . 

Çok mu olumsuz konuştum ? Evet olumsuz konuştum çünkü bu hayatta olumsuz şeylerde var . Her şey muhteşem değil bu hayatta. 
Ama size  güzel bir haberim var . Bu hayatta MUHTEŞEEM şeyler de var :)))) Belki çok olumsuz konuştuğumdan olayı dengelemek için böyle konuştuğumu düşünceksiniz . Yok arkadaşlar gerçekten güzel şeylerde var . Güvenin bana . 

Farklı bir konu hakkında yazacağım o yüzden bu kadar :) Sizleri tanımıyorum , o yüzden sizleri seviyorum demeyeceğim ama eğer tanışırsak sevebilirim :)))  O yüzden şöyle diyorum  :  

                       Sizleri Sevebiliriim :)))






Devamını Oku »