30 Ağustos 2016 Salı

Farklı şeyler yaşıyorum


Çok farklı şeyler yaşıyorum . Şuana kadar deneyimlemediğim birçok şeyi yaşıyorum

Dayım , benim şu zamanlara kadar pek anlamlandıramadığım biriydi . Benimle derin konularda konuşurdu  . Anlamlı , anlamsız , tekrara düşen şeylerden bahsederdi .  Sesini duyardım ama dinlemezdim .

Bu aralar onun ve kendiminde değiştini hissediyorum .

 Artık anlattıklarını dinliyorum ve çoğu anlamlı geliyor .

Peki kendisi nasıl bir insan ?  Yıllar boyu , aşkın peşinden koşmuş . Sayamadığım kadar sevgilisi olmuş , evlenmiş , evlendiği için kendisinin kısıtlandığını hissetmiş , psikolojisi bozulmuş , kafayı yemiş , alkolik olmuş , ot içmiş , en sonunda kafayı kırmış , Kaş'a taşınmış .

Kaş'taki çoğu insan gibi kafayı kırmış bir insan .

Ama bu kafayı kırmış olan adam bana çok anlamlı şeylerden bahsetti .

Beni farklı kişilerle tanıştırdı .

Farklı kişiler !

Ofise 50 lik rakı ile giren bir kadın ! Kafasında rengarenk bir bez parçası . Voooyn diye girdi içeri , sanki 30 yıllık arkadaşlarmış gibi sarıldı dayıma . Sadece 3 aylık arkadaş olduklarını sonradan öğrendim . Hakikaten bu tür insanlar kafa dengi birini buldukları zaman hemen samimi olabiliyor . Samimi rolü yapmıyorlar ama . Rol yapsalar anlarım .

Kadın içeri girdiği zaman , sadece dayım ile ilgilendi . Benim ve karşı masadaki bayanın yüzüne bile bakmadı . Masadaki bayan , karşıdakinin çatlak olduğunu anlayıp hemen fıydı . Bende biraz oturduktan sonra canım sıkıldı . İnsan konuşmak istiyor , hep sizin muhabbetinizi dinleyecek değilim.

Çıktım bir sigara yaktım . We are the people şarkısını dinleyip o içimdeki gençlik ateşini yelledim .

Yaklaşık 15 dakika sonra tam içeri girecekken onlarında çıktıklarını gördüm . Kapıda karşılaştık ve dayım meydanda oturmaya gelir misin diye sordu . Gelirim dedim .

Yürüdük .

Nereden geliyorsunuz diye sordum , sırf konuşmak olsun diye .

İstanbuldan gelmişler.

Gittik meydana oturduk .

Kadın akşam vakti bikini ile dolaşıyordu , üstünde bir tül ile birlikte . Dayıma ,  buraya oturayım mı ? Altım çok kısa diye sordu . Neden sorduğunu anlamadım . Şaşırdım yani .

Neyse oturdu  , yanınada ben oturdum .

Benim çok sessiz durduğumu görünce , gereksiz bir soru sordu . Bende bu gereksiz sorusuna cevap verdim . Sonra onu incelemeye başladım .

Klasik bir alkol kafasında değildi . Belki genel olarak çok fazla içtiğinden alkol kafası ile normal kafayı harmanlamış olabilirdi .

Gözleri yerinde duramıyor , kolu bir dayıma birde karşısındaki adama gidip geliyordu .

En sonunda sordum , ' siz her zaman böyle misiniz ? '
Güldü . Nasıl yani diye sordu ? İçini dolduracak bir kelime bulamadım . Her zaman mutlu musunuz diye soramazdım çünkü gülmesi mutlu olduğu anlamına gelmiyordu . Ağzı ne kadar yana doğru oynasa da , gözlerinde bir buğunun olduğunu gördüm .

''Yani bu şekilde'' diye cevap verdim .
Genellikle dedi .
Sordum . Mutsuzluktan korktuğunuz için mi bu alkolü içiyorsunuz ?
İlk başta afalladı . Bunlar ne kadar ergence sorular , bende senin yaşında böyleydim diyerek olayı normalize etmeye çalıştı , dayıma bakarak güldü ama dayım ' ne var işte öğrenmeye çalışıyor ' diyerek arkamda durdu . Sağol dayı , haklısın .
Mutsuzken içmem , karaciğere daha fazla zararlı olur dedi . Üstünde durmadım .
Etrafına bak dedi . Neredesin diye sordu . Neden buraya geldin , nerden çıktı şimdi birkaç delinin yanına oturmak ve onları dinlemek , bunlar sence tesadüf mü diye sordu bana . Hayattaki hiçbir olayın tesadüf olmadığını ve olayların özünü anlamam gerektiğinden bahsetti .

Mantıklıydı .

Düşündüm .
 2 saat önce , ofisin önünde oturup güzel kızlarla kesişirken , nereden çıktı şimdi bu deliler diye sordum kendime .

Baktı bana .
Bende gözlerimi onun gözlerine diktim . Sanki ona sahip olmak istermiş gibi baktım gözlerine . Bu benim bir etkileme taktiğim , gözlerimin güzel olduğunu birçok kızdan duyduğum için gözlerimi karşıdakini etkilemek için kullanırım .

Çok umursamadı, zaten bu tür bir şeyden etkilenecek hali de yoktu . Gözünü karşıdaki gitar çalan çocuklara çevirdi .

Geleceği umursamıyorum dedi . Anı yaşıyorum . Alkol etkisinde kalan bir insanın hareketlerini canlandırdı orta ve işaret parmağını arasına sigarasıyla kolunu ani hareketlerle bir orayı bir burayı gösterdi . İşte hayat bunlar dedi , şuan ne hissetiğim , benim hayatım .

Gelecek ve geçmiş işte şuan diye bahsetti .

Birkaç kitap önerisi verdi . 2 dakikada bir , kitaplardan alıntı yapıyordu .

 Kendine çok güveniyorsun  , belkide gittiğin yoldan bu kadar emin olmanın ve sorgulamamanın nedeni budur  dedikten sonra bana sanki bir brahmanmışım gibi baktı . Haklı olabilirsin , bunu bana daha önce kimse söylemedi dedi .

Birkaç duble daha rakı içtiler .

Sonra ayağa kalktık .

Sarıldım ona , teni çok sıcaktı ve bu sıcaklık hoşuma gitti . İçkiden olabilir diye düşündüm . Yada o an düşünmedim ,  tam hatırlayamıyorum .

'' Şunlara baksana ne güzel şarkı söylüyorlar , şurda ağaçlar var bak , şurda sevişen çiftler , şurda buzlu badem satmaya çalışan biri ... İşte benim hayattan anladığım bu . ''






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder