6 Haziran 2017 Salı

Zaman geçti ve ben yaşlandım.

En son yazımı 1 Kasım 2016'da yazmışım.Hatta 1 Kasım'dan sonra böyle bir blogumun olduğu aklıma çok nadir geliyordu,en sonunda 7 Haziran 2017 saat 3.30 da" ya benim yazı yazdığım bir sitem vardı ne oldu ona" diye bloga bir bakış attım.Konu başlıklarına bakmam bile beni 8 ay önceki o rahat koltuğumda otururken ki ana götürmeye yetti,kullanma tarihi geçmiş düşünceler ve aşklarım.

Şuan mı ? Şuan üniversitemin ilk senesinin bittiği gün.Oh dear university,nothing changed after you,same disappointments,same dream, same people.Actually,before the beginning of you , i  had a lot of ideas about you and me dear,i hoped i will be fine , i will be totally fine.I dreamed you come to me by flowers' way.I hoped my obsessions should be died by you,but no , no ! Nothing changed,as i wanted so much,which things i should do my own , i expected you could do , these are made me fool darling.My eyes hadn't looked very well,my heart always have wanted something but I nothing got.Why I am writing this by english,already you don't know who I am , but still I am writing in english.Yes,english is shield, english covers my weaknesses,unhappiness.

After lies,i am starting real situations.I drinked my first alcohol on this year,i had sex with someone on this year , i have met perfect people on this year,my dorms friends ! They are emotional like me , they like songs ( but really songs).When you feel bad , you can talk them, it makes you better, trust me.Also,teachers ! They aren't teachers they are my family.Bünyamin,Seda,Evrim,Mutlu... I love you.

I have moreover,actually my readers, my obsessions are day by day dying,my heart more strong now,I can dominate him.


Now I am listening Giorgos Dalaras-Sto pa kai sth ksanaleo, o Giorgo you are really good,you have some repellent attitude but I love you :)





It's enough,see you the next year.










Devamını Oku »

1 Kasım 2016 Salı

Zorluklarla yaşamayı öğrenmek .



Bu bir kaçış mıdır , korkaklık mıdır , yanlış mıdır ? Açıkçası bilmiyorum , sorunlarımın üzerine gitmek mi , sorunlarımdan kaçmak mı ? Kaçacaksam nereye kadar kaçmak ? Ne yapmalıyım , söyleyin bana , kaçmalı mıyım , üzerine mi gitmeliyim ?

Üzerine git !

E sorunlar bitmiyor bu hayatta , biri bitiyor öbürü başlıyor .

Sıkıntısız , sorunsuz bir yaşam süren insan var mı bu dünyada ?

Nereye kadar devam edecek bu savaş ? Bir araba kazasında can verirken veyahut 80 yaşında yatalak halimdeyken mi anlayacağım , ne gereği varmış demeyi ?

Şuanda anlayamaz mıyım arkadaşlar ? Kavrayamaz mıyım olayı , yani şöyle bir şey olsa , he tamam desem  ,  hayatın içinde bunlar var , sıkıntılar , üzüntüler bunun yanında mutlulukta var , huzur da var . Hayatın tamamını kabul edebilsem keşke , keşke  tam şuanda anlasam bunu , tamam desem ya , ulan bir tamam desem .

Tamam desem ulan TAMAM DESEM !


Hayatınız nasıl devam ediyor sayın okuyucu ?

Hep ben konuşuyorum , hep ben bir şeyler anlatıyorum . En merak ettiğimde insanların ne düşündükleri , hepsi ayrı bir dünya , hepsi gerçekten ayrı bir dünya .

Şimdi karşımda Cem var .

Arkadaşlar bu Cem benim okuldan tanıdığım bir kişi , kendisi amerikan tarzı giyimleri ve davranışlarıyla sınıfımızda bulunan bir insan . Kendisini dünyanın merkezinde hissediyor , yok yok ne yaptığını , nasıl davrandığını da pek umursamıyor bu arkadaşımız , sadece davranıyor . Şu ne demiş , bu ne demiş bakmıyor . Bakmıyor bakmasına ama pek bir kavgaya meraklı , herkesi devireceğine inanıyor . Ben bu tür insanlardan çekinirim , çünkü bu tür insanlarla otorite kavgasına giremem . Bu tür insanlar benim kafamı karıştırır , e şimdi ne yapacağım derim kendime . Ne yapsam acaba , pasif mi dursam , aktif mi olsam ? Aktif olursam eğer aklımda türlü sorular olur beni rahatsız eden . Pasif olursam eğer kendime yediremem , yine türlü sorular olur rahatsız eden . Umursamazsam eğer , umursadığım için umursayamam .

Umursadığım için umursayamam ! Bu cümlenin içinde neler yatıyor , kim bilir . Neden umursuyorsun be oğlum ? Bak Gaye Hanım da aynı şeyleri söylüyor , herkes tek başına diyor , başkasını umursamak zorunda değilsin diyor . E değilim  Gaye Hanım biliyorum ama bu okulun içinde olmuyor işte okulun içinde kendimi pek rahat hissedemiyorum . O yüzden bu kaçma , bağlanmama isteğim Gaye Hanım anlayamadınız mı hala ? Anlamadınız . O yüzden gitmedim yanınıza , sizi yarım saat beklettiğim için üzgünüm ancak bunu anlayamadan kendimi nasıl size açarım  ?


Geçmişinle yüzleş ! Yüzleş geçmişinle ! Yüzleşiyim beyefendi , ne olacak peki ?  E yüzleşince daha iyi hissedeceksin . Daha mı iyi hissedeceğim ? Daha mı iyi hissedeceğim , beyefendiciğim ben geçmişimle yüzleşiyorum zaten , her an , her zaman .

Ne diyorsun be oğlum sen ya , yine karamsar bakıyorsun , bu müzikler seni böyle yapıyor bak . Şu müzikleri yasaklayacağım sana en sonunda . Dinleme diye söylüyorum sana ama sen tekrar açıyorsun şu müzikleri ve klavyenin karşısına geçiyorsun . Sen beni kandırmaya mı çalışıyorsun yoksa ? Mutsuzum derken bile mutlu musun ? Bu mutsuzluktan haz mı duyuyorsun yoksa sen , anlat bakayım bana .

Anlatayım . .














Devamını Oku »

24 Ekim 2016 Pazartesi

Zaman geçti ve bende yeniden yazıyorum .






MERHABA :) Gerçekten büyük bir merhaba.

Özlemişim yalnız kalmayı , yalnız kalmayı ve düşünmeyi , güzel bir müzik eşliğinde .

Sizlerle görüşmeyeli yaklaşık 1.5 ay oldu .

Hemen yazmayacağım neler olduğunu , biraz duraklayayım .

Düşüneyim biraz , rahatlayayım .




 Yahu , özlemişim be sizi .

Sizlerle konuşunca rahatlıyorum , gerçekten .

Ve önemli olanda , sizin kim olduğunuzun hiçbir önemi yok benim için . Siz var mısınız onu dahi bilmiyorum , ama olsanız da bir önemi yok sanırım :)

Benim sığınağım burası , güvenli limanım . İnsanlara ben burdayım ve düşünüyorum dediğim yer . Yazıya dökülmüş bir düşünce gördüğümde herhalde kendimi yalnız hissetmediğim , ihtimallere inandığım yer .


İNSAN ! İNSAN ! İNSAN !

Ben burdayım , bırakmadım kendimi , rüzgarlara savrulup hayatı es geçmeyi engelledim kendime .

Burdayım lan işte , gitmedim bir yere .



SEVGİ

Sevmemiz lazım

İnsanları sevmemiz lazım

Hayatı sevmemiz lazım

Ağaçları , doğayı , denizi ...

Bir kere o his girdimi içine , bırakmak istemiyorsun çünkü .

Seni alıp götürüyor , sanki bütün mutlulukları , üzüntüleri , sıkıntıları içinde hissetiriyor sana .

O his varya o his .

İşte ben o his için yaşıyorum .

O hissi yakalamak için uğraşıyorum , çabalıyorum .


Sıkıntı çekiyorum , üzülüyorum , mutsuz oluyorum .

Hiç üzülmeyeceksin , mutsuz olmayacaksın diye bir şey yok ki . Her insanın dertleri var bu hayatta.

Bence önemli olan mutsuzluğuda , mutluluğuda gerçekten hissederek yaşamak .

Hayata boş gözlerle bakan insanlar tanıyorum burda , hayata dokunmaya çalışmayan insanlar tanıyorum .

Ama ben öyle olmak istemiyorum .

Dokunmak istiyorum hayata .

O zaman biraz acı mı çekmem gerek acaba ?

Siz cevap verin bu soruya da .

MUTSUZLUK ? HUZURSUZLUK ? ÜZÜNTÜ VE KEDER ?

Nedir bunların içini dolduran , nedensizce mi yaşıyoruz bu duyguları ?

Bu hayatta her şeyin bir nedenin olduğuna inanıyorum .

Ve her nedenin ise bir sonucu doğuracağına .




Human Film , tavsiye ediyorum . 















Devamını Oku »

14 Eylül 2016 Çarşamba

Klişe hareket yapan kızlar , kadınlar , bayanlar , hatunlar , zapzuplarrr



Klişelik üzerine uzmanlaşmış hanımlar .

Gülmelerinde , sevinmelerinde , sinirlenmelerinde , konuşmalarında yapmacıklık olan tüm insanlık .

Evet siz , tüm insanlık .

Veyahut sadece odaklandığım bayanlar .

Bu yazı sizin saçma sapan davranışlarınız için .

Evet hanımlar , sizlere sorum budur . Neden yapmacıksınız ? Neden yapmacık davranmaya çalışıyorsunuz ?

Bu sizi daha güzel , daha eğlenceli gösterdiğini mi sanıyorsunuz ?

Bir şarkıyı neden tekrarlıyorsunuz . Şarkıyı tekrar ediyorsunuz tamam da neden şarkıyı tekrar ederken birbirinizin gözlerine bakıp karşınızdakini kontrol ediyorsunuz . Ve ona sanki çok mutluymuş gibi gülücükler atıyorsunuz ?

ihi ihi , hahahah , aaaay çok güzel yaaağ .

Kendi aranızda , hemen bir ortak yön buluyorsunuz . O ortak yönünüz artık ne ise , o bir şehir , nesne , yada kişi olabilir . O ortak yönün konusu açılınca böyle acayip bir şekilde saçmalıyorsunuz , kızlar . İnsanların ortak yönleri olabilir , olabilir yani .

Benim kafam mı güzel yahu ? İçki de içmiyorum halbuki .

Kesin bu tütün kafa yaptı .

Ama arkadaşlar , tam açıklayamamış olabilirim . Yahu beni etkilemiyor ama ne bileyim yahu böyle yapmacıklığı sevmiyorum anasını satayım .

Siz farkında değil misiniz ? Bir yapmacıklık var bunların arasında , bunların arasında da değil . Erkeklere de yapmacık davranıyorlar .

Sanki sen hiç yapmacık değilsin he

Ya bir sus sende , olayı açıklıyorum . Kişiden mi bahsediyorum ?

Lan bu 15 yaş tartışması değil miydi ya .D hahahahhahahah

Dur bir dakika , kızlardan nefret etme yaşlarını atlatmış olmalıyım hahahahahahhah

Seviyorum sizi kızlar , ama bu yönlerinizi düzeltmeden sizlerle uzun bir ilişkiye çıkamam .

Haberiniz olsun ;)




Devamını Oku »

Karamsar olduğum zaman mı yazıyorum ?


Uzun zamandır yazı yazmıyorum .
İçimden gelmiyor , yoksa çok işim olduğundan değil .

Sanırım kendimi pek iyi hissetmediğim zaman yazıyorum . Belki de kendime gereksiz bir blok koyuyorum . Düzenli uğraştığım , yaparken huzurlu hissettiğim bir işin tadına varınca kendime saçma bir sebep bulmuş olabilirim .

???? Neden kendime bir sorun bulmaya çalışıyorum , hiç bir insan mükemmel değil fakat ben en vasat kişi olmaya çalışıyorum sanki . Ulan sorun morun yok ! İnsan yapmak istemediği zaman bir şeyi yapmaz . Bunun nedeni senin saçma sapan kişilik sorunların hakkında olduğunu nereden çıkarıyorsun ? Neden kendinde bir sorun aramaya çalışıyorsun her zaman .

Sıradan bir insan olabilirsin ! Kendini bu şekilde başkalarından mı soyutluyorsun yoksa ?

' Ben özel bir insanım ' demeye mi getiriyorsun olayları ?

Kesin bu anlattıklarımı gören bir kişi ergenlik problemi der .

Ki bence de ergenlik problemi .

Kişilik oturtma yaşları bunlar , kendinin üzerine çok fazla gitme . Yada git , farketmez .

Bu günlerde geçecek bir gün . Bunu sende biliyorsun .

Sıkıntı yaşadığın her durumun geçeceğini söylemiyorum sana . Yanlış anlama beni .

Sıkıntılar da yaşayacaksın , ama bu durum farklı bir şey . Bunlar geçecek , eminim .




Üsküdar meydandayım . Tam oturduğum yerden mihrimah sultan camii nin önündeki büyük ve şatafatlı çeşmeyi görüyorum . Yanımda bir ağaç var , yaprakları yemyeşil . Aralarında güneşin ışıkları süzülüyor . İnsanlar var heryerde ! Hepsi farklı bir dünya  . Hepsinin kendine ait bir dünyası var . Kendi yaşadıkları var . Dünyadan anladıkları , hayata bakışları . Çok şahane bir şey değil mi bu ?

 Ben sadece bir yerden bakıyorum hayata . Yanımda duran ağacın yapraklarına sadece yeşil olarak baktım demin değil mi ? Hayır , onlar öyle bakmıyor , o yapraklara . Kolundan tutuyorum bir bayanın , baksanıza hanımefendi , şu ağaçlara , çiçeklere , hepsinin renkleri ne kadar güzel .

Evet diyor , renkleri çok güzel .

Çiçeğin , yanına gidiyoruz . Otur diyor bana , oturuyorum .

Ve o zaman bana çiçekten ne gördüğünü anlatıyor .

Evet o bir bilim insanı !

Bana çiçeğin , biyolojik yapısını anlatıyor . Neden renkli olduğunu , yapraklarındaki , gövdesindeki damarları gösteriyor ,  işlevlerini anlatıyor .

Banada büyük ihtimalle ,  o gözle bakıyordur :)

Bırakıyorum , kadının kolunu . Sanki bırakmamı istemezmiş gibi bana bakıyor .

Ama hayır diyorum , benim farklı gözlerden bakmam gerek . Seni bırakmam lazım .

Gözlerini yavaşça kapatıyor , bu durumu onayladığını anlıyorum .

Yanağından bir öpücük alıyorum .

Neden alıyorum bilmiyorum .

Galiba o bitkiye baktığı gibi bana bakmasını istemediğim için .

Oradan ayrılıyorum .

Bu sefer deniz kenarına gidiyorum .

---------- Tamamlayamadım ama paylaşmak istiyorum





Devamını Oku »

2 Eylül 2016 Cuma

Tesadüf denen bir şey var mı ?


Bu hayatta tesadüf denen bir şey var mı ?

Şuan çok garip duygular içerisindeyim . Olayları nasıl yazacağımı bilemiyorum . Yazı örgüsününde doğru bir şekilde ilerleyeceğini sanmıyorum .

Ama bunu yazmam lazım .

Dün gece eniştemi dalaman havalimanından abimle birlikte aldık . Çok güzel bir araba yolculuğu yaşadık . Kaputaş plajında durduk . Gökyüzünü izledik , denizin sesini dinledik . Şahaneydi .

Yolda giderken abim ve enişteme palmiye cafede çalışan kızın hoşuma gittiğinden bahsettim . Gülüşünden , samimi olmasından ...

Eniştem ve abim , iyi ki onları tanıyorum .

Saat 4.30 ta beni eve bıraktılar .

Uyudum , 13.30 gibi kalktım . Yürüyüşümü yaptıktan sonra bizimkilerin yanına gittim .

 Canım yeğenimi sevdim . Bizimkilerle sohbet ettim .

O arada eniştemle o kızın hakkında sohbet ettik . Neden onunla tanışmak istediğimi , beni etkileyen taraflarından bahsettim . Beni samimiyetle dinledi .

Kafa adamdır eniştem .

Akşama doğru söz aldım . Palmiye cafeye gidip o kızı görecektik ve  ben o kızla tanışacaktım .

İlk başta enişteme etrafı dolaştırdım . Barlar sokağına gittik , meydanda dolaştık.

Sonra canımız sıkıldı . Kimsenin olmadığı bir yerde gökyüzünü izledik . Şarkı dinledik , bipolar kişiliklerimize seslendik :)

Tam eniştem eline sigarasını almış eliyle gökyüzünü gösterirken abim aradı . Cafe ye geldim neredesiniz diye sordu. Eniştem bana baktı gidelim mi diye sordu .Bende tabii dedim .

Gittik .

Elma nane nargile ve 3 çay söyledik . Çocuk notunu aldı , tam arkasını döndüğü anda o soru geldi .

'' Kız nerede ? ''

Arkadaşlar bu arada söyleyeyim . Biz ailecek bahsedeceğim türden insanlar değiliz . Bazı aileler vardır ki bu tür durumlar onlar için gayet normaldir . Bir kız mı var ? Hemen gider kızla konuşulur  , bir şeyler içmeye davet edilir , sonra olaylar genişler  .

Biz ailecek bu tür bir yapıda olmadığımızdan dolayı , bizim tanışma evrelerimiz çok yavaş sürer . İlk bir bakışılır , o güveni alırsın . Biraz etrafında dolaşırsın , birkaç tanıdığına veya arkadaşına söylersin. '' ya kanka/abi bir kız var , çok hoşlanıyorum ama yanına gidince heyecanlanıyoruum , ne yapayım biraz tavsiye ver '' gibi ' ara gazlar ' istenir . Sonunda da genellikle ( en azından benim için) gider konuşulur .

İşte o evrelerin son kısmını biz cafede o an yaşıyorduk . Benim olayım o an gidip onunla konuşmak olacaktı .

Ki kızın orada olmadığını gördüm . Yoktu !

Günlerden perşembeydi ve bu kız her gün o cafede bulunurken , günün en işlek saatlerinde ve hafta içi bir günde kız yoktu .

Baktım onlara , yok dedim .

Çok takılmadılar . Sonra tekrar geliriz dediler  .

4 saat orada oturduk . Sohbet ettik , batak oynadık . Sonra cafe yetkilisinin 'artık kapatıyoruz' uyarısından sonra cafeden ayrıldık .

Size olayı romantik bir hale getirmek için kız her zaman aklımdaydı , onu hiçbir zaman aklımdan çıkaramadım demeyeceğim . İlk başta biraz üzüldüm . Ama sonra sohbet , muhabbet derken aklımdan uçmuştu .

Neyse kafeden ayrıldıktan sonra bizimkiler dondurma aldılar , ben aç olduğum için dondurma yemedim .

 Dondurmalarını aldıktan sonra eve doğru geçtiler benim yolum farklı olduğundan vedalaştık .

Vedalaştıktan sonra bir dakika kadar ne yapacağımı düşündüm . Düşündüm .

Barlar sokağına girdim , eski havasında değildi . Eskiden tıklım tıklım olan yerde belki 70-80 kişi vardı . Bende sokaktaki havanın yerinde olmadığını gördükten sonra oradan ayrıldım .

Bir 10 dakika kadar yürüdüm . Sonra kafeye vardım . Kafedeki garsona 2 dakika boyunca ne istediğimi anlatmaya çalıştım, en sonunda bana yarım ekmek arası kaşarlı tostu ve çayı getirdi . Yaklaşık 10 dakikada yemeğimi yedim . Oradan lavaboya doğru gittim , 5 dakika sonra çıkarak . Marketten bir chesterfield markalı sigaramı aldım . Marketin yetkilisiyle konuşmamız ve sigarayı vermesi 30 saniye sürdü .

O arada babamın bana verdiği 150 tl nin hepsini nasıl harcadığımı düşündüm . Acaba eniştemle otururken mi düştü diye sordum kendime . Bunun üzerine karar verdim , barlar sokağında biraz etrafa baktıktan sonra eniştemle oturduğum yere gidecektim .

Bu kararı vermek 1 dakika sürdü .

Sola saptım .

Yürüdüm , biraz daha yürüdüm ve yol ayrımına geldim .

Ya sağa sapıp biraz şarkı dinleyecektim . Ya da 5 metre kadar önümde duran sandalyeye oturup kendimi dinleyecektim .

Kendimi dinlemeyi seçtim . Oturdum . Cafe de çalışan kızı düşündüm . Bugün orada olmamasına anlam veremedim . Çünkü saçmaydı .

Sadece önüme doğru donuk bir şekilde bakarken . Birden aklıma ne kadar tutarsız ve özensiz olduğum geldi . Belki de bir kişinin sabahtan akşama kadar çalışıp kazandığı parayı ben düşürmüş olabilirdim .

Ani bir şekilde kalktım .

Aslında daha fazla da oturabilirdim , çünkü kendimi dinlemek ve kendime konuşmak iyi gelmişti .

Neyse kalktım .

5 metre kadar yürüdüm .

Bardan çıkan bir grup gördüm .

Nedenini anlamadığım bir şekilde ilgimi çekti . Onları gözledim , adımlarımı biraz daha hızlandırdım.


Ve bir baktım ki bardan çıkan 1.84 boylarında , kolsuz tshirtle dolaşan bir genç , yanında duran kızın kalçasını elleyip sıkıyor .

Çok ilgilenmedim . Bu tür hareketler , kaş ta çok normaldi .

Biraz daha ilerledim .

Sonra kalçası ellenen kıza bakmak istedim .

Sağa doğru döndüm .

Ve  bir baktım ki benim hoşlandığım kız :)

İlerledim . Duygulanmadım , gözümden yaş bile gelmedi .

Ama aklımdan bir şey geçti .

Çok önemli bir şey . Allahım şimdi gözüm doldu :)

Tesadüf ! Tesadüf denen bir şey var mıydı gerçekten ?

 Benim yürüyüş hızım , tostu yerken yere düşen peçeteyi almam , tuvalete gitmem , o an parayı almaya değilde biraz geziyim oradan sonra giderim demem , o sandalyeye oturmam .

Ve hoşlandığım kızı o şekilde görmem  tesadüf müydü ?

Tesadüf olabilir miydi ?

Eğer o kızla konuşsaydım ve kabul etseydi ?

Bana neler yapabilirdi ? Benim hayatımı nasıl etkilerdi ? Zaten geçmişte yaşadığım , sıkıntılı olduğum bu konu , benim yaralarımı daha fazla deşseydi ?

Benim için neler olurdu ?

3 gün önce tanıştığım , elinde 50 lik rakı ile dolaşan kadın bana söylemişti aslında . Ya :)
Nasıl bir film bu ? Neler dönüyor ?


'' Etrafına bak dedi . Neredesin diye sordu . Neden buraya geldin , nerden çıktı şimdi birkaç delinin yanına oturmak ve onları dinlemek , bunlar sence tesadüf mü diye sordu bana . Hayattaki hiçbir olayın tesadüf olmadığını ve olayların özünü anlamam gerektiğinden bahsetti . ''    http://ayarlarbozuk.blogspot.com.tr/2016/08/farkl-seyler-yasyorum.html

Sanırım anlamaya başladım , çatlak kadın :)



















Devamını Oku »

30 Ağustos 2016 Salı

Farklı şeyler yaşıyorum


Çok farklı şeyler yaşıyorum . Şuana kadar deneyimlemediğim birçok şeyi yaşıyorum

Dayım , benim şu zamanlara kadar pek anlamlandıramadığım biriydi . Benimle derin konularda konuşurdu  . Anlamlı , anlamsız , tekrara düşen şeylerden bahsederdi .  Sesini duyardım ama dinlemezdim .

Bu aralar onun ve kendiminde değiştini hissediyorum .

 Artık anlattıklarını dinliyorum ve çoğu anlamlı geliyor .

Peki kendisi nasıl bir insan ?  Yıllar boyu , aşkın peşinden koşmuş . Sayamadığım kadar sevgilisi olmuş , evlenmiş , evlendiği için kendisinin kısıtlandığını hissetmiş , psikolojisi bozulmuş , kafayı yemiş , alkolik olmuş , ot içmiş , en sonunda kafayı kırmış , Kaş'a taşınmış .

Kaş'taki çoğu insan gibi kafayı kırmış bir insan .

Ama bu kafayı kırmış olan adam bana çok anlamlı şeylerden bahsetti .

Beni farklı kişilerle tanıştırdı .

Farklı kişiler !

Ofise 50 lik rakı ile giren bir kadın ! Kafasında rengarenk bir bez parçası . Voooyn diye girdi içeri , sanki 30 yıllık arkadaşlarmış gibi sarıldı dayıma . Sadece 3 aylık arkadaş olduklarını sonradan öğrendim . Hakikaten bu tür insanlar kafa dengi birini buldukları zaman hemen samimi olabiliyor . Samimi rolü yapmıyorlar ama . Rol yapsalar anlarım .

Kadın içeri girdiği zaman , sadece dayım ile ilgilendi . Benim ve karşı masadaki bayanın yüzüne bile bakmadı . Masadaki bayan , karşıdakinin çatlak olduğunu anlayıp hemen fıydı . Bende biraz oturduktan sonra canım sıkıldı . İnsan konuşmak istiyor , hep sizin muhabbetinizi dinleyecek değilim.

Çıktım bir sigara yaktım . We are the people şarkısını dinleyip o içimdeki gençlik ateşini yelledim .

Yaklaşık 15 dakika sonra tam içeri girecekken onlarında çıktıklarını gördüm . Kapıda karşılaştık ve dayım meydanda oturmaya gelir misin diye sordu . Gelirim dedim .

Yürüdük .

Nereden geliyorsunuz diye sordum , sırf konuşmak olsun diye .

İstanbuldan gelmişler.

Gittik meydana oturduk .

Kadın akşam vakti bikini ile dolaşıyordu , üstünde bir tül ile birlikte . Dayıma ,  buraya oturayım mı ? Altım çok kısa diye sordu . Neden sorduğunu anlamadım . Şaşırdım yani .

Neyse oturdu  , yanınada ben oturdum .

Benim çok sessiz durduğumu görünce , gereksiz bir soru sordu . Bende bu gereksiz sorusuna cevap verdim . Sonra onu incelemeye başladım .

Klasik bir alkol kafasında değildi . Belki genel olarak çok fazla içtiğinden alkol kafası ile normal kafayı harmanlamış olabilirdi .

Gözleri yerinde duramıyor , kolu bir dayıma birde karşısındaki adama gidip geliyordu .

En sonunda sordum , ' siz her zaman böyle misiniz ? '
Güldü . Nasıl yani diye sordu ? İçini dolduracak bir kelime bulamadım . Her zaman mutlu musunuz diye soramazdım çünkü gülmesi mutlu olduğu anlamına gelmiyordu . Ağzı ne kadar yana doğru oynasa da , gözlerinde bir buğunun olduğunu gördüm .

''Yani bu şekilde'' diye cevap verdim .
Genellikle dedi .
Sordum . Mutsuzluktan korktuğunuz için mi bu alkolü içiyorsunuz ?
İlk başta afalladı . Bunlar ne kadar ergence sorular , bende senin yaşında böyleydim diyerek olayı normalize etmeye çalıştı , dayıma bakarak güldü ama dayım ' ne var işte öğrenmeye çalışıyor ' diyerek arkamda durdu . Sağol dayı , haklısın .
Mutsuzken içmem , karaciğere daha fazla zararlı olur dedi . Üstünde durmadım .
Etrafına bak dedi . Neredesin diye sordu . Neden buraya geldin , nerden çıktı şimdi birkaç delinin yanına oturmak ve onları dinlemek , bunlar sence tesadüf mü diye sordu bana . Hayattaki hiçbir olayın tesadüf olmadığını ve olayların özünü anlamam gerektiğinden bahsetti .

Mantıklıydı .

Düşündüm .
 2 saat önce , ofisin önünde oturup güzel kızlarla kesişirken , nereden çıktı şimdi bu deliler diye sordum kendime .

Baktı bana .
Bende gözlerimi onun gözlerine diktim . Sanki ona sahip olmak istermiş gibi baktım gözlerine . Bu benim bir etkileme taktiğim , gözlerimin güzel olduğunu birçok kızdan duyduğum için gözlerimi karşıdakini etkilemek için kullanırım .

Çok umursamadı, zaten bu tür bir şeyden etkilenecek hali de yoktu . Gözünü karşıdaki gitar çalan çocuklara çevirdi .

Geleceği umursamıyorum dedi . Anı yaşıyorum . Alkol etkisinde kalan bir insanın hareketlerini canlandırdı orta ve işaret parmağını arasına sigarasıyla kolunu ani hareketlerle bir orayı bir burayı gösterdi . İşte hayat bunlar dedi , şuan ne hissetiğim , benim hayatım .

Gelecek ve geçmiş işte şuan diye bahsetti .

Birkaç kitap önerisi verdi . 2 dakikada bir , kitaplardan alıntı yapıyordu .

 Kendine çok güveniyorsun  , belkide gittiğin yoldan bu kadar emin olmanın ve sorgulamamanın nedeni budur  dedikten sonra bana sanki bir brahmanmışım gibi baktı . Haklı olabilirsin , bunu bana daha önce kimse söylemedi dedi .

Birkaç duble daha rakı içtiler .

Sonra ayağa kalktık .

Sarıldım ona , teni çok sıcaktı ve bu sıcaklık hoşuma gitti . İçkiden olabilir diye düşündüm . Yada o an düşünmedim ,  tam hatırlayamıyorum .

'' Şunlara baksana ne güzel şarkı söylüyorlar , şurda ağaçlar var bak , şurda sevişen çiftler , şurda buzlu badem satmaya çalışan biri ... İşte benim hayattan anladığım bu . ''






Devamını Oku »